Eş Genel Başkanımız ve Van Milletvekili Adayımız Figen Yüksekdağ, seçim çalışmaları kapsamında Siirt Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği mitingde halkla bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a Başbakanlık yolunu açan Siirt'te onbinlere seslenerek, "Erdoğan Siirt seni Başbakan yaptı ama Başkan yapmayacak" dedi.
"Siirt Erdoğan'ı Başkan yaptırmayarak, bir kez daha Türkiye'nin değişim gücü ve öncüsü olacak." Yüksekdağ, seçim barajını aşarak AKP'yi ait olduğu yere iade edeceklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 4 Mayıs'ta Siirt'te boş meydana seslenirken, Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ ise aynı meydanı tıklım tıklım dolduran Siirtliler tarafından büyük bir coşkuyla karşılandı.
Cumhuriyet Meydanı'nı dolduran kitle, demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulundu. Siirt İl ve İlçe başkanlarımız halkı selamladı. Ardından alkışlar eşliğinde Milletvekili Adaylarımız Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Hatice Sevimtekin ve İsmail Aydın sahneye çıktı, halkı selamladı.
Ardından "Bizler HDP, bizler Meclis'e" sloganı ve alkış tufanıyla sahneye çıkan Yüksekdağ, halkı Kürtçe, Türkçe ve Arapça selamladı.
"Özgürlük ateşi ilk bu kentte yakıldı"
Siirt'in özgürlüğün ve barışa sevdalıların şehri olduğunu belirten Yüksekdağ, "Siirt, kahramanların, direnişlerin, serhildanların şehridir. Darbe her tarafı sararken, ilk özgürlük ateşi bu kentte yakıldı. O darbenin koyu karanlığına karşı burada tutuşturulan meşale, o direniş geleneği beslendiğimiz en büyük güçtür. O meşaleyi, direniş geleneğini ve ateşini asla ve asla yüreğimizden ve elimizden bırakmadık, bırakmayacağız. Siirt dün direnişiyle nasıl tarih yazdıysa, 7 Haziran'da da büyük zaferiyle yeni bir tarih yazacaktır. Nasıl direnişe öncülük ettiyseniz, şimdi de zafere öncülük edeceksiniz. Şimdi direnenlerin ve birleşenlerin zamanıdır. Direne direne, birleşe birleşe kazanacağız" dedi.
"İkinci zafer eşiğindeyiz"
Kobanê'deki direnişe dikkat çeken Yüksekdağ, Hükümetin Suriye politikalarının çöktüğünü, Kobanê politikalarının yere çakıldığını ifade etti. Yüksekdağ sözlerini şöyle sürdürdü: "Büyük insanlığı nice zaman kuşattılar, katletmeye çalıştılar. Direnen bu büyük insanlık kendi geleceğini kazanmanın eşiğine geldi. 7 Haziran bizim ikinci zafer eşiğimizdir. Kobanê'deki o büyük zaferden sonra Türkiye'de 'Biz'ler Meclis'e' inancıyla zafere gideceğiz. Büyük İnsanlığın bir ucu Kobanê, Şengal ve Mahmur'da ise bir ucu Siirt'te, Mardin'de, Amed'tedir. Yüreğimizin yarısı burada atıyorsa, yarısı da İstanbul ve Tekirdağ'da atıyor. Bizim yüreğimiz işte bu kadar geniştir. Türkiye'yi tutsaklaştıranlara karşı Türkiye'yi birleştireceğiz. Halkları çatıştırarak bir birinden koparmaya çalışanlar 7 Haziran'da halklarımızdan büyük bir ders alacak. 7 Haziran seçimlerinden sonra bütün farklılığımızla bir güç olduğumuzu göstereceğiz. HDP sadece bir ana muhalefet, bir mücadele partisi değildir, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin partisidir. Çok yakın bir gelecekte, bu meydanları dolduran halkımızla, Türkiye halklarıyla önce Meclis'e sonra iktidarda olacağız."
Burada Kürde Kürt, Arap'a Arap, hırsıza da dizo derler
Yüzsüz siyasetin önde geleni: AKP
Miting alanında asılan "Erdoğan Siirt seni Başbakan yaptı ama Başkan yapmayacak" pankartına dikkat çeken Yüksekdağ, "Siirt Erdoğan'ı Başkan yaptırmayarak, bir kez daha Türkiye'nin değişim gücü ve öncüsü olacak" dedi. AKP'nin Siirt Milletvekili Adayı Yasin Aktay, "Artık bu yörenin insanına Kürt demek çok ayıptır" sözüne atıfta bulunan Yüksekdağ, şöyle dedi: "Kürde Kürt demek ayıptır diyorlar. Utanmıyorlar. 13 yıldır Kürt sorunu çözeceğiz diyerek iktidar olanlar, bugün Kürde Kürt demek ayıptır diyorlar. Onlarda yüz yok. Yüzsüzler. Yüzsüz siyasetinin en önde gelenleri onlar. Burada Kürde Kürt, Arap'a Arap, hırsıza da dizo derler. Siz o AKP'lilere söyleyin burada buna ayıp derler, Allah belanı versin derler."
"AKP'yi ait olduğu yere iade edeceğiz"
Bu ikiyüzlü siyaseti durduracaklarını söyleyen Yüksekdağ, siyasi iktidarın tüm çabasını Erdoğan'ı başkan yaptırmak için harcadığını belirtti. "Sanki kadınların, gençlerin, emekçilerin, işçilerin, işsizlerin ve Türkiye'nin hiçbir sorunu, tasası kalmamış, Erdoğan'ı başkan yapmaktan başka" diyen Yüksekdağ, şöyle devam etti: "Türkiye'de demokrasi, barış ve insanca yaşam derdimiz var. Onlar bu derde çare olmaz. Onların tek derdi, Erdoğan'ı başkan yapmak ve etrafında saltanat oluşturmaktır. O saltanatta sefa sürmelerine izin vermeyeceğiz. Bütün halkların sorunlarını, iş ve emek sorunlarını bizler çözeceğiz. Ama önce AKP'yi ait olduğu yere iade edeceğiz."
Burada yevmiye ile gelen insanlar yok. Burada yüreğiyle gelen insanlar var. Bu yüzden yağmur, çamur demeden buradalar
Gücümüz birliğimizdir
Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan'ın HDP karşısında paniğe girdiğini kaydeden Yüksekdağ, "Bizim paramız yok. Ordularımız, garnizonlarımız, devlet bürokratlarımız yok. Bizden korkuyorlar, bizlerin gücünden ve yüreğinden korkuyorlar. Çünkü onlar da bizde olan şey yok, o güç ve yürek yok. Bizde olan o yürek siyasi iktidarda olmadığı için partimize dönük saldırılar, baskılar devam ediyor. Faşistler, çeteler bastı demiyorum AKP bastı diyorum. Adaylarımızın üzerine polisi saldırıyorlar. Bütün saldırılara rağmen onların beslendiği saldırılara karşı kendi halkımıza dayanarak ilerlemeye devam edeceğiz. Bizi 7 Haziran'a götürecek bu güç ve birliktir" diye konuştu.
Sağanak yağmurun altında konuşmasını sürdüren Yüksekdağ, yağmurun şiddetlenmesi üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 4 Mayıs mitingine parayla kişileri taşıdığına atıfta bulunarak, "Burada yevmiye ile gelen insanlar yok. Burada yüreğiyle gelen insanlar var. Bu yüzden yağmur, çamur demeden buradalar" dedi.
"Evren'in yargılanmamasının biricik güvencesi Erdoğan'dır"
Kenan Evren'in darbeci ruhunu Erdoğan’ın yaşattığını vurgulayan Yüksekdağ, "13 yıl boyunca hiçbir haksızlıkla, suçla hesaplaşmadılar. Hesaplaşmadıkları gibi yeni suçlar işlediler, katliamlar gerçekleştirdiler. İki gün önce darbeci bir general öldü, hiçbir hesap sorulmadan gitti. Kenan Evren'in yargılanmamasının biricik güvencesi Tayyip Erdoğan'dır. Kenan Evren'in o darbeci ruhu Erdoğan'da yaşıyor. Eğer Erdoğan, Evren'i yargılasaydı kendisi de yargılanmış olacaktık. O darbeci zihniyeti o taşıyor.”
Dünün darbecileri darbeleri askeri kıyafetle, bugünün darbecileri sivil kıyafetleriyle yapıyor
“Dünün ve bugünün bütün darbecileriyle hesaplaşacağız. Dünün darbecileri darbeleri askeri kıyafetle, bugünün darbecileri sivil kıyafetleriyle yapıyor. Tek farkları budur. Bütün darbecilerden hesap soracağız. Halkımızın 7 Haziran tercihine bir darbe teşebbüsünde bulunuyorlar."
"Diyadin'de iki insanımızın ölümüne neden olan bu provokasyon ve komplo, seçimi darbelemeye dönüktür. Diyadin'de onurlu halkımız bu darbeyi boşa çıkardı. Darbenin bütün kurumlarını hala koruyorlar. AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan, darbelere karşı olduklarını söyleyerek oy aldı. Ancak geçen zaman içinde onlardan hiçbir farkı olmadıklarını gösterdiler. Bugün darbenin birer kurumu olan YÖK, MGK, seçim barajı hala onların korumasındadır. Bu kurumsal yapılara karşı esaslı hamle yapacağız, faşist darbeci barajı yıkıp geçeceğiz. O darbe barajını, bugünün darbecilerinin barajını yıkacağız. Bunların hepsinin hesap vermesi için bizlerin Meclis'e ve geleceğe yürümesi gerekiyor, yürüyeceğiz" dedi.
"Halkımızın değerleriyle oynadılar"
Siyasi iktidarın halkın değerlerini ve inançlarını siyasetin aracı haline getirerek kullandığını kaydeden Yüksekdağ, "Erdoğan, bir din taciri gibi kendini ortaya attı. Halkımızın bu değerleri üzerinde 13 yıldır prim yaptı. Artık bu siyasetin miadı dolmuştur. Halkımızın değerleriyle oynayarak bugünlere gelmiş olabilirsiniz, ama daha ileri gidemeyeceksiniz. Bize inanç dersi verenler, hırsızlığın en büyük günah olduğunu bilmiyorlar mı? Bunlar bize ders veremezler, inanç dersini asla asla veremezler. Önce Kürdistan'da katlettikleri meleleri, din alimleri ve seydalarımızın hesabını versinler. Biz onları hala unutmadık. Daha dün Cuma Namazı kılanların üzerine polisi saldırttılar. Bunu unutmadık, unutmayacağız."
"AKP Selahaddin Eyyübi'nin hayatından ders çıkartsın"
AKP’ye 7 Haziran'da esaslı ders vereceklerini vurgulayan Yüksekdağ, Erdoğan'ı kastederek, "Bize tarih dersi veriyor. Selahaddin Eyyübi'nin adını utanmadan ağzına alıyor. Bu halk, Siirt halkı, Kürt halkı Selahaddin Eyyübilerin torunudur. Selahaddin Eyyübi'yi anlatacak en son kişi onlardır. Selahaddin Eyyübi bütün yaşamı boyunca, Kudüs'ü fethe ederken de, onlar gibi haramın yolunda gitmedi. Saraylara girmedi, kıl çadırında yaşadı. Şimdi Selahaddin Eyyübi'nin ismini ağzına alanlar saraylarda şatafat içinde keyif çatıyorlar. Kudüs'e girdiğinde hak dinine inanları hiçbirini ret etmedi. Bir inancın yanında durarak, başka inançlara işkence etmedi. Selahaddin Eyyübi'nin bu geleneğinden geliyoruz. Bu gelenekten gelenler, direnenler, bu halktır. Bize Selahaddin Eyyübi'yi anlatmayın, siz ders çıkartın" diye konuştu.
"Yeter ki gölge etmeyin"
Eş Genel Başkanımız Yüksekdağ, konuşmasına şöyle devam etti: "Fakiri daha fakir, zengini daha zengin haline getirdiler. Ayakkabı kutularını doldurdular, zengini daha zengin yaptılar. O zenginlik içinde İslam'ın ahlakını da geride bıraktınız, hiçbir saldırı diliyle bunu örtemezsiniz. Diyanet İşleri Başkanı partimizin ortaya koyduğu söylemin ardından 1 trilyon makam aracını teslim etti.
Cumhurbaşkanı dedi ki 'Niye böyle yaptı, ben olsaydım engellerdim.' Yarın öbür gün Erdoğan'ın o arabalarını da sarayını da iade edeceğiz. İşte bundan kurtulamayacaklar. 7 Haziran günü bütün bu politikalardan kurtulacağız, yeni bir yaşamın ve geleceğin kapısını açacağız. AKP Hükümeti, siyasi iktidar bu saltanatı istediği gibi yürütemeyecek. Bildirgemizde söylediğimiz her şeyi bir bir yapacağız. Nasıl yapacaksınız diyorlar. Biz sizi, bu barajı ve zorlu yanları geçtikten sonra o beyannamede söylediklerimizin hepsini yaparız, yeter ki gölge etmeyin, aradan çekilin. Biz barajı aşarken, halkımızla yeni yaşam arasındaki bu engeli de aşacağız."