Taşçıer: İktidar geçici, tarih ve miras kalıcıdır

Diyarbakır Milletvekilimiz İmam Taşçıer, Meclis’te yaptığı konuşmada Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki yıkımı gündeme getirdi. Yıkımların hukuksuzca yapıldığına ve Suriçi'nde yaşayan yurttaşların mağdur edildiğine dikkat çeken Taşçıer, şöyle konuştu:  

Sur, binlerce yıldır Kürtlerin yaşadığı, Yukarı Mezopotamya'nın en önemli kentlerinden biri olan Diyarbakır'ın tarihi, kültürü, ticareti ve doğasını oluşturan en eski yerleşim alanı, kent merkezinde bulunan ilçesinin adıdır. 7000 yıllık tarihiyle, Diyarbakır Kalesini çevreleyen ve ilçeye ismini veren surlar Çin Seddi'nden sonra dünyanın en uzun, en geniş savunma duvarı olma özelliğiyle küresel ölçekte öneme sahiptir. 2015 Temmuz ayında UNESCO dünya kültür mirası listesine giren Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçelerinin tampon bölgesi Suriçi bölgesi toplamda 160 hektar olup yaklaşık 140 hektarının kamulaştırılması yapılmaktadır. 

Suriçi'ne el koyma kararıdır

Sur içinde toplamda 7.714 adet parsel bulunmakta ve bunun yaklaşık 6.300'ü Bakanlar Kurulu kararıyla kamulaştırılacak parseller içerisinde bulunmaktadır. Bu toplam, parsellerin yüzde 82'sine tekabül etmektedir. Geriye kalan yüzde 18'lik kısım ise zaten TOKİ tarafından kentsel dönüşüm kapsamında kamulaştırılan bazı alanları kapsamaktadır. Bu durum, Bakanlar Kurulu kararıyla Suriçi'nin tamamına el koyma kararı olduğunu göstermektedir.

Öte yandan, mülklerine el konulan halka ve kamu kurumlarına, azınlık vakıflarına, ilgili meslek odalarına, sivil toplum örgütlerine ve el konulan kamusal alanlarda hizmet gören vatandaşlara hiçbir suretle sorulmadan, demokratik ve katılımcı bir anlayış göz ardı edilerek katı merkeziyetçi bir yaklaşımla bu kararlar alınmıştır. Karar, hem Anayasa'nın 46'ncı maddesindeki kamulaştırma hükmüne hem Anayasa'nın 35'inci maddesindeki mülkiyet hakkına hem de Sur'un dünya kültür mirası içerisinde yer alması nedeniyle Türkiye'nin onayladığı Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına Dair Sözleşme'ye ve yurttaşların en temel hakkı olan kamu hizmetlerinden yararlanma ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.

Sur halkı Ramazan'a susuz ve elektriksiz girdi 

Sur ilçesinde 28 Kasım 2015'te ilan edilen sokağa çıkma yasağından sonra 6 mahalle, binlerce ev ve iş yeri yıkılmış durumdadır. İlçede hâlen yasağın sürdüğü 6 mahalleden eser kalmazken yasak kapsamı dışındaki Ali Paşa ve Lalebey Mahallelerinin de yıkım hedefinde olduğu anlaşılmaktadır. 24 Mayıs tarihinde yıkıma başlamak için iş makineleri mahallelere girmiş ve yıkım işlemini başlatmışlardır. Yıkım esnasında birçok yerin elektrik ve suyu kesilmiş durumdadır. Ülkenin birçok yerinde ramazan ayı mutlulukla karşılanırken Sur'da yaşayan insanlarımızın Ramazana yıkım, susuzluk ve elektriksizlikle girmiş olması ise devletin vatandaşlara yaklaşımında sergilemiş olduğu eşitliği de ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Ayrıca o avlulu evlerde en aşağı 2, 3 aile yaşıyor, hatta 4 ailenin yaşadığı evler var. 20-30 bin lira ya da 40 bin lira bir değer biçilmekte ama o 3 ailenin, 4 ailenin, o vatandaşların nerede yaşayacağı, nasıl yaşayacağı konusunda da herhangi bir yol gösterilmemektedir.  

Bu sokaklarda, olmayan sokaklarda Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş büyümüştür. Bu olmayan sokaklarda Diyarbakır Milletvekilimiz Sayın Çağlar Demirel büyümüştür. Bu olmayan sokakların Sayın İdris Baluken milletvekilidir. Bu olmayan sokakların milletvekili Nursel Aydoğan'dır. 4 arkadaşımız şu an aramızda değil. Acaba Diyarbakır'ın, Sur'un bu hâlini görseydiler nasıl kahrolurdular.

Lalebey ve Alipaşa Mahalleleri yine bu şekilde TOKİ tarafından yıkılmak istenmektedir. Bunlar yıkıldıktan sonra ne yapılıyor? Zamanın Başbakanı Sayın Davutoğlu dedi ki: "Ben orayı Toledo yapacağım." Nasıl Toledo biliyor musunuz? Şu anda şu arazide birkaç ev yapılmış örnek olarak, normal beton evler. İnce bir tabakadan bazalt taşla, uydurma bir şekilde o evler yeniden yapılıyor. Hâlbuki bu evlerin orijinali direkt taştandır, evlerin tümü taştandır. Ama bu taşların orjinalleri toplatılarak çöplüğe atılmış. 

İktidar geçici, tarih ve miras kalıcıdır 

Tekrar düşünmek gerekir, yazıktır, yedi bin yıllık tarihî yok ediyorsun, üstelik de orada yaşayan insanları da açlıkla terbiye ediyorsun. Ama her iktidar geçicidir, tarih ve miras her zaman kalıcıdır.

31 Mayıs 2017