Taşdemir: Yüksekdağ irademizdir, eş genel başkanımızdır, karar yok hükmündedir!

Kadın Meclisi Sözcümüz ve Ağrı Milletvekilimiz Dilan Dirayet Taşdemir, genel merkezimizde bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Taşdemir, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın parti üyeliğinin düşürülmesi, Şengal'deki gelişmeler ve 8 Mart haftasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani'ye çağrı yapan Taşdemir, "Şengalli kadınların mücadelesini selamlıyoruz, yanlarındayız" diye konuştu.

Taşdemir'in konuşmasından öne çıkan noktalar şu şekilde:

Yargının, iktidarın ve yöneticilerinin ağzından çıkan her sözü talimat olarak kabul edip bu doğrultuda karar verdiklerini bir kez daha ifade ettik. Kendi tarihlerinde böyle bir karar yoktur ilk defa böyle hukuksuz bu karara imza atmıştır. Açıkçası hiçbir şekilde bu kadar hızlı hareket etmeyen yargı bugün bu konuda, söz konusu partimiz ve milletvekillerimiz olunca jet hızıyla kararlar vermeye başladığını biliyoruz. Özünde bu mesele hukuk meselesi değildir. Hukuk iktidarın elinde muhalifleri, HDP’yi bastırma, yok etme ve tasfiye etmek için araçsallaştırılmıştır. Bu meselenin özü, kendisi siyasi bir meseledir.

Yüksekdağ şahsında barış umudu hedef alınıyor

Figen Yüksekdağ şahsında bir hedef haline getirilmesinin nedeni ise HDP’nin fikriyatıdır. Sizlerde biliyorsunuz ki 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde ötekileştirilen, yokedilen, kimliksizleştirilen halklar, kadınlar HDP fikriyatında bir araya gelerek, asimilasyoncu ve bu inkarcı siyaseti düşürdü. Bir kez daha bir araya gelerek ötekileştirilen, yok sayılanların sesi oldu. HDP siyasetinden duyulan korku kaygı bundandır. Yüksekdağ şahsında bu siyaset tasfiye edilmeye çalışılıyor. Halkların bir arada olma umudu yok edilmeye çalışılıyor. Türkiye’de barış yok edilmeye çalışılıyor. Onun için de bu saldırılar, sıradan hukuki kararlar olarak değerlendirilemez. Özellikle kadın mücadelesine verilen bir mesaj olarak yorumluyoruz. Kadınlar olarak hiçbir zaman onların izni ya da açtığı sınırlar içinde kendi irademizi belirlemedik belirlemeyeceğiz de. Onlar ne yaparsa yapsın Figen Yüksekdağ bizim vekilimizdir irademizdir, bu partinin de Eş Genel Başkanıdır. Bu talimatların kadınlar nezdinde bir karşılığı yoktur; yok hükmündedir.

İrademizi seçerken sizden izin almadık!

Elbette bu kararların peş peşe gelmesi, bu saldırıların bir konsept şeklinde ilerlemesinin nedeni de iktidarın içinde olduğu kurumla yakından ilgilidir. İç ve dış siyasetinde tükenmişlik sendromu yaşayan hükümet, HDP’ye, kadınlara Kürtlere, farklılıklara saldırarak belki bir milliyetçi dalga yaratarak bu siyasetin içinde çıkabileceğini düşünüyor. Ama hükümet yanılıyor halklar kadınlar direnerek mücadele ederek bu tasfiye ve yok etme konseptini Yüksekdağ şahsında boşa çıkaracaktır. Bizler bu iradeyi seçerken sizden izin almadık. Siz istediniz diye asla vazgeçmeyeceğiz. 8 Mart’ın hemen sonrasında bu karar alındı. Biz kadınlar açısından bu bir mesaj ise bizim cevabımız da şudur: Biz kadın iradesini Yüksekdağ şahsında sahipleneceğiz, bu mücadeleyi, direnişi yükselteceğiz.

Tarihin her döneminde ne zaman bir kaos kriz savaş hali yaşansa kadınlar, öncülüğe mücadeleye direnişe soyundu.

Bu hafta 8 Mart coşkusunu hep birlikte kadınlar olarak alanlarda yaşadık. Birçok şehirde kadınlar OHAL zulmüne korku konseptine karşı, kayyım siyasetine karşı alanlara çıktı tek renkliliğe karşı kadınlar rengarenkti, tek sesliliğe karşı kadınlar her yerde farklı inançlarla, dayanışarak kendi tavrını açıkça ifade etti. Bu bir anlamda 16 Nisan’da kadınların niyetinin, kadınların mücadelesinin de damgasını vurmasıydı alanlara. Çünkü kadınlar özgürlüğü için alanlardaydı. 14 yıldır kendi özgürlüklerine nasıl bir saldırı gerçekleştiğini kazanımlarının nasıl yok edilmek istendiğini kadınlar bilincindedir. Tarihin her döneminde sizler de biliyorsunuz ne zaman bir kaos kriz savaş hali yaşansa kadınlar, öncülüğe mücadeleye direnişe soyundu. Bugün de 8 Mart’ta kadınlar tüm talepleriyle alanlarda direnişin öncülüğünü yaptı. Sadece bir anektod ile kadınların ne kadar direngen olduğunu anlatmak istiyorum. Amed’de bir kadın arkadaşımız alandaydı; foto çektirdiğimizde ‘Ben kayyum protestosuna katıldığım için imza atmak zorundayım ama bütün bunları göze alarak alana geldim. Kadınların hangi koşullarda 8 Mart’ta alanlara çıktığını, aslında bu örneklerden anlayabiliriz. Biz kadınlar 8 Mart’ta, zılgıtlarımızla ve şiarlarımızla alana çıkarken bir kez daha korku konseptine karşı yılmayacağımızın mesajını verdik. Kadınlar bunu başardı ve bizler inanıyoruz ki 8 Marttaki bu coşku ve heyecan ile 21 mart Newrozu’nda da hep birlikte kadın öncülüğünde kutlayacağız. Biz bu direnişi sergilerken özgürlük umudumuzu yükseltmeye çalışılırken karşısında da yoğunca müdahaleler oldu. Hükümetin kendisi de 8 Mart’ta kadınları gözaltına alarak, saldırarak bu korku konseptini yaygınlaştırarak karşılık verdi. Bir çok ilde, bir çok kadın arkadaşımız gözaltına aldı. Hatta polis otosunda bazı kadın arkadaşlarımız basın açıklamasını okumak zorunda kaldı. Ama kadınlar yılmadılar, direndiler, mücadele ettiler. Biz de bir kez daha bu mücadeleyi yükselten kadınları selamlıyoruz. Mücadeleyi yükseltme sözü veriyoruz.

Barzani'ye çağrımızdır: Yapılması gereken Şengalli kadınların mücadelesine destek vermektir

Diğer bir konu da Şengal meselesi. Şengalli kadınların direnişi. IŞİD barbarlarına karşı 2014 yılında bir mücadele başlattı Şengalli kadınlar. BM’nin de ‘soykırım’ olarak tanımladığı bir soykırım gerçekleşti Şengalli Ezidi’lere karşı. Şengalliler ise 2014 yılında kendi meşru savunmalarını kurarak bu saldırıya, bu soykırım konseptine karşı durdu, Ezidiler. IŞİD barbarlığının saldırıları sonucunda 3 bine yakın genç kadın ve içinde çocukların da olduğu binlerce kişi kaçırıldı, köle pazarlarında satıldı. O zaman halkı yüzüstü bırakan, sahiplenmeyen, bu mücadeleyi vermeyenler bugün bunun karşısında direnen, mücadele eden Ezidi halkının özsavunma güçlerine saldırı harekatı başlatmış durumda. Bizler de Kürt kadınları olarak, Barzani’ye çağrı yapmak isteriz; Bizler Kürt kadınları olarak, Türkiyeli kadınlar olarak Şengalli kadınların mücadelesini selamlıyoruz, yanlarında olduğumuzu söylüyoruz. Burada özellikle Kürtler adına hareket eden güçlerin yapması gereken IŞİD katliamından kurtulanlara 74. katliamı yaşatmak değil, görevi IŞID barbarların elinde olan köle pazarlarında satılan kadınları kurtarmaktır yapılması gereken. Bir kez daha Şengalli kadınların elleriyle iş makinelerinin açtığı hendekleri kapatmaya çalışan kadınların direnişini selamlıyoruz. Kürdistanlı kadınlar olarak bu mücadelenin yanında olduğumuzu ifade etmek isterim.

10 Mart 2017