Tek güvencemiz halk örgütlülüğüdür

Genel Merkezimizdeki İl Eş Başkanları toplantımızın açılış konuşmasını yapan Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, 1 Kasım seçimleri öncesinde hayatlarını kaybedenleri rahmetle anarak, ortada meşru bir seçim olmadığını belirtti. Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın konuşmasının tamamı şöyle:

Aslında bir seçim kampanyası yürütmedik, büyük bir savaş ve vahşet kampanyasına karşı büyük bir barış ve onur kampanyası yürüttük. Bu dönemde hayatını kaybeden arkadaşlarımızı rahmetle minnetle anıyorum.

Yapılan şey seçim değildi

Bütün diğer partiler seçim yapmış olabilir, özellikle AKP elitinin planladığı konsept çerçevesinde bir seçim kampanyası yürüttü. Ama bizler 7 Haziran'dan bu yana seçim kampanyası yürütemedik, gerçekleşen şeye de seçim diyemeyiz. Bunun adına adil bir seçim diyemeyiz. 7 Haziran'da tam olarak değil, kısmen bunu gerçekleştirdik. Dünyanın en yüksek yüzde 10 barajına karşı devletin bütün imkânlarını kullanan bir partiye karşı güç bela bir kampanya yürütmüş ve ortaya bir sonuç çıkarmıştır. O dönem 176 yerde partimiz saldırıya uğradı, parti binalarımız bombalandı yani 7 Haziran'da güllük gülistan kampanya yürüttüğümüz bir süreç değildi. Biz yüzde 13'ten çok daha fazla oy alma ihtimaline karşı durumu saygı ile karşıladık. En azından demokratik bir geçiş yaşanması için seçim sonuçlarına saygı duyduk. Koalisyon için çağrı yaptık ön ayak olmaya çalıştık.

1 Kasım gibi bir süreç daha önce hiç yaşanmadı

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç bir dönem eşit, adil bir seçim yapılmadı. Seçmenler olarak partileri eşit düzeyde tanıyan ve böylelikle gerçekleşen bir seçim olmadı. Ama 1 Kasım kadar manipüle edilmiş bir süreci de çok partili sistemden bu yana hiç yaşamadık.

Saray darbesi yaşandı

Bir hatırlatma olarak 7 Haziran’dan bu yana başımıza getirilen senaryoyu bir hatırlayalım. 7 Haziran sonrası saray merkezli bir karar alındı. Duruma el koyuyoruz, durumu kabul etmiyoruz dediler. Bunun diğer adı darbedir. Bütün sisteme el konuldu. Masa başında bir plan oluşturuldu. Buna göre parlamento çalıştırılmayacak, koalisyon görüşmeleri adı altında CHP oyalanacak masada tutulacak bir gerekçe bulunup savaş başlatılacak, Türkiye'nin her yerine Türk, Kürt gençlerinin cenazeleri gönderilecek. Burada partimiz suçlanacak, basına tehdit uygulanacak, saraya biat etmeyenler vatan haini ilan edilecek, herkes HDP düşmanlığı etrafında birleştirecek ve saldırıların hedefi haline getirilecek. Yargı devreye sokulacak, gözaltılarla, tutuklamalarla partinin aktif kadroları çalıştırılamaz hale getirilecek. Katliamlar devreye sokulacak, partimiz katliamla, kanla, gözyaşıyla anılacak, parti binaları yakılıp yıkılacak ve seçime gidilecek. Seçmenin neyin ne olduğunu anlamadan bir kaos ortamı yaratılacak, bir oldu bittiyle seçimden sonuç alınacak, ondan sonrası tek partili AKP iktidarıdır, o zaman istediğimizi yaparız! Bu sarayda planlandı. Bunun adı seçim, demokratik bir yarış değil. Herkesi aldatabilirler, inandırabilirler ama bunun mağduru olmuş bir partiyi inandıramazlar.

Faşizm uygulaması yapıyoruz bunu kabul edin dediler

Kırşehir'deki saldırıları gördünüz. Emniyet mensuplarının gözetiminde, insanların işyerleri yakıldı. İşyerleri yakılanların arasında AKP'li Kürtler var. Kürt olmanız yeterli. Öyle göz göre göre yapmalıyız ki bunun bir yanlışlık olduğu anlaşılmasın, bunun bir devlet politikası olduğu görülsün istediler. Manavgat, Alanya, İstanbul, İzmir'de bunu yaptılar. Genel merkezimiz yakıldı. Bütün topluma net olarak şunu göstermek istediler. Biz AKP devleti olarak bütün devlet olanakları ile faşizm uygulaması yapıyoruz ya bunu kabul edersiniz ya da sizi işyerlerinizle birlikte yakarız. Verilen mesaj budur. Genel merkezimizi yakan kişi ilk duruşmada bırakıldı. Bunların tamamı kaymakam polis gözetiminde yakıldı. Tek bir savcı bunlar hakkında soruşturma açmış değil. Yargı güvenlik bürokrasi hükümet saray bakın biz bir yapı oluşturduk. Bu devleti ele geçirdik bize oy vermezsiniz bunun daha fazlasını yaparız dediler. Suruç ve Ankara katliamları böyle gerçekleştirildi. İki saat sonra bizi suçladılar. Kendilerini patlattılar diye açıklama yaptılar.

Bu sonuçların neyine saygı duyalım

Bunların hepsi kaos planı çerçevesinde yapıldı. Şimdi bize diyorlar ki bize saygı duyacaksınız. Biz senin neyine saygı duyacağız? Kan ile terörle elde etiğin seçmeni korkutarak elde ettiğin bu sonucun neyine saygı duymamızı bekliyorsun. Adına da seçim diyorlar orta da seçim falan yok. Anti demokratik seçimler olmasına rağmen 2002, 2007 seçimlerine saygı duyduk. Ama bu bir seçim değil. Bize silah zoruyla oy aldı diyenler silah zoruyla yüzde 49 oy aldı. Asıl silahı terörü kullananlar bugün iktidardılar. Bunu bizler ve sizler yerinde tanıklık ettik.

Ambargo yok dedirtmek istediler

Böyle bir ortamda partimiz yüzde 11 oy aldı. Bize basın kapatıldı. Seçime bir kaç gün kala 'Demirtaş şu kanala, bu kanala çıksın' dediler, ambargo yok görüntüsü vermek istediler, biz de bunu kabul etmedik. Arkadaşlarımızı çıkarmayan kanallara biz de çıkmadık. 'Ne ambargosu canım Demirtaş'ı çıkardık' diyeceksiniz. Yok böyle bir şey. HDP ve HDP'liler bu saldırılara karşı dik durmuştur teslim olmamış diz çökmemiştir. Halk iradesi bunu tescilledi. Evet, kısmen oy kaybettik ama böyle bir ortamda en az oy kaybını biz yaşadık. Seçmenimizin bir kısmı sandığa gitmedi AKP'ye en az oy kayması bizden yaşandı, batıdan doğuya bize gönül vermiş bütün kardeşlerimiz HDP etrafında kenetlenmiş ve bizi meclise taşımıştır.

MHP sonuçlardan memnun

MHP, AKP'ye destek vermiştir. Sokakta adamlarına tetikçilik yaptı, hem de gizli ittifak yapıldı. Bunun için ortaklaşma yaşandı. Yaşadıkları durum şok edici bir durum değil, bundan rahatsızlık duymuyorlar, arzu edilen bir sonuçtur.

Bu sonuç bir felaket değildir

Ortaya çıkan sonuç Türkiye açısından bir felaket değildir. Biz olmasaydık, evet Türkiye büyük bir kaosa sürüklenmiş olacaktı. Biz varız, o yüzden umut var, o yüzden toplumu korkutamıyorlar. Bütün bu saldırılara karşı boyun eğmeyen, minnet etmeyen bir hareketiz biz. Bizi var eden bunların lütfu değil, bunlara rağmen var olmuşuz. Sizin bize sunmuş olduğunuz tek şey katliamdır. Biz kendi ayaklarımız üzerinde duruyoruz. Hiç kimsenin hiç bir kirli desteğini almadık. Hadi bu yüzde 11 oya ne diyeceksiniz, ne yafta yapıştıracaksınız? Sadece seçim arifesinde 150 arkadaşımızı katlettiniz. O şekilde yüzde 11 aldık. Muhtarları toplayıp, yüzde 11 tehditle alındı mı diyecekler. Efendim bu sandıklarda HDP oyları ful çıktı diyordular. Şimdi binlerce sandıkta AKP oyu ful çıktı. Buna ne diyeceksiniz. Yüzde 50 oy aldılar söyledikleri yapacakları her şey doğrudur diye bir şey yok.

Sonuçları değerlendireceğiz

Bize düşen, bunların hepsini toplantılarımızda değerlendireceğiz. Bunlara teslim olacak boyun eğecek halimiz yok. Biz sadece sandıkta olmuş bir parti değiliz. Biz yoksulun, emekçinin, kadının, gencin partisiyiz. Bizi asıl var eden mücadele alanlarıdır. Daha güçlü olmak için elimizden geleni yaptık. Parlamento gurubumuzla parlamentonun yegâne gücüyüz. Bu korku ortamına rağmen halkımızın her yerde, cesurca durmasına karşı görev ve sorumlulukla karşı karşıyayız.

Zulüm yaparsanız bu ülkenin sadece yüzde 1'i sizi durdurur

AKP ders çıkarır mı, özeleştiri yaparlar mı bilemiyoruz. Yüzde 50 oy aldık istediğimizi yaparız derlerse sadece ülkenin yüzde 1'i onları durdurabilir. Zulüm ve baskının meşruiyeti olmaz. Kenan evren anayasası yüzde 92 oy aldı meşru oldu mu hayır. Şuandan sonra AKP'nin söylediği her şey bizim tutumuzu belirler. Söyledikleri ilk şey geçmişten ders çıkarmadığını göstermiyor. YÖK protestolarına yaklaşım savaş politikalarının devreye sokulması ve polislerin her şey değişti söylemleri, geçmişten ders çıkarmadıklarını gösterdi. Zorlalıkla devlet hükümet AKP terörüyle toplumu teslim alamazlar. Bundan vazgeçmelerini onlara tasfiye ediyoruz. Bu ortamı iyi tahlil etmelerini umuyoruz. Türkiye'yi bu kaostan çıkarma yönünde bir irade ortaya koyarlarsa her doğrunun yanında oluruz. Bu ortama rağmen her doğrunun yanında oluruz. Her konuda çözüm politikasının yanında oluruz. Dayatmacı oldu bitti ile halkın iradesini yok sayan bir dikta rejimini yaratmaya yönelik her türlü uygulamanın karşısında hücrelerimize karşı direniriz. Faşizmi durdururuz, bunu başarırız geçmişte başardık bugünde başarırız. Buna gücümüz vardır. Hiç kimse olmasa HDP tek başına Türkiye'yi aydınlığa çıkaracak güç olacaktır. Korkuya paniğe halklarımızın sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Nasıl bir güç olduğumuzu onlar bizden daha iyi biliyorlar. Biz sıradan bir parti değiliz büyük bir halk gücüyüz. Dayandığımız zemin meşruiyet haklılıktır. Söylediklerimiz ve pratiklerimiz yüksek standartlı radikal demokrasiyi ifade ediyor. Er ya da geç bizim çizgimiz Türkiye'de kazanacak ve Türkiye halkları böyle refaha erecek.

En acil görev yeni anayasa

Yeni dönem parlamentosunun önünde en acil görev yeni anayasadır. Parlamentoya girdiğimiz günden beri anayasa diyoruz. Kenan Evren gitti anayasası kaldı. Bundan kurtulmak en acil görevimizdir. İlk maddeden son maddeye kadar teklif veren partilerden biriyiz. HDP'li olmayan anayasa hocalarının taktir ettikleri gibi en özgürlükçü teklifi biz verdik. AKP'nin anayasa uzmanları dahil en özgürlükçü teklif sizden geldi dediler. Biz yeni ve özgürlükçü anayasayı tartışmaya hazırız. Revize etmemiz gereken teklifler varsa onları da göz önünde bulunduracağız. Halk ve toplum sözleşmesi olsun diye anayasa tartışması başlatacağız. Kürt sorunun çözümü için büyük bir fırsattır. İnanç, Kadın, Çevre, Emek sorunun çözümü için bu bir fırsattır.

Tek derdimiz başkanlık mı?

Bunların hepsini tartışalım. Peki, bütün bu sorunlar varken tek derdimiz başkanlık mı? Mevsimlik işçinin, HES'lerle doğası talan eden çiftçinin, kendi dilini kullanmadığı için Cizre'de, Silvan'da katledilen Kürt gencinin, her gün sokakta katledilen, tecavüze uğrayan ve tecavüzcüsü mahkemelerde ödüllendirilen kadınların, dün üniversitelerde yerlerde sürüklenen gençlerin sorunu başkanlık sorunu mu? Bu anayasanın bütün tarafları da doğru da başkanlık maddesi mi eğri? Anayasa zaten deve ya.

AKP başkanlık önermiyor diktatörlük dayatıyor

Kimi vekil arkadaşlarımız başkanlık tartışmaları konusunda kimi önerileri dile getirdiler. İşte Meksika modeli falan… Ama AKP başkanlık teklifinde bulunmuyor ki, önerdikleri tek adam yönetimidir. Adına başkanlık diyorlar ama bildiğin tek adam diktatörlük sistemi. Adına başkanlık diyorlar ve bunu tartışalım diyorlar, bunun neresini tartışalım? Eğer 2012'de sağlıklı bir başkanlık tartışılsaydı, Türkiye sağlıklı bir noktaya gelirdi. İdari modelin tartışmalarını kadük hale getirdiler. Evet, cumhuriyet olsun ama bu yönetim doğru değil. Ama tek adam sistemine de evet demeyiz. Yönetim modelini birlikte tartışalım.

Biz yerinden yönetim diyoruz, siz ne diyorsunuz?

CHP'ye çağrımızdır gelin tartışalım. En iyi model nedir? Yerinden yönetim model öneriyoruz niye karşısınız, biz anlatalım, siz dinleyin. Bizim önerimizi kabul etmiyorsanız siz önerin. Dikta rejimi dışında bir model önerin. Ama biri tek adam yönetimi öneriyor diğer eski rejimde ısrarcı. Partimizin yaptığı önerinin sağlıklı bir şekilde tartışılmasını istiyoruz. Yani halkın yönetime katılabilme mekanizmalarını öneriyoruz. Karar almak zor, bunu seri hale getirelim. Bir tek kişi karar alsın, buna da demokrasi ve başkanlık sistemi diyorlar. Adına başka bir şey desinler, diktatörlük öneriyoruz desinler, samimisiniz diyelim. Adına başkanlık deyip altına diktatörlüğü sakladığınızda bunu kabul etmeyiz, bizi kandıramazsınız. Biz dikta rejimine payanda olamayız. Bu ülkeyi kendi elimizle tek adama teslim edemeyiz.

Bize çok teklif geldi

Halkımıza söz verdik bu sözün arkasındayız ve asla kirli pazarlığın içinde olmayız. Anayasa paketi dönemlerinde bize teklifler çok geldi. Asla birine tamah etmedik. Hala bazı çevreler AKP ile işbirliği yaptığımızı söylüyor. Utanın be. Partimizin 400 binası ateşe verilmiş, siz neredeyse saray etrafında halay çekeceksiniz ve hala bizi suçluyorsunuz. Utanın. Anayasa için elimizden gelen katkıyı sunacağız. Parlamento ayağı ile biz anayasa tartışmalarına hazırız, yeter ki dayatma ile gelinmesin. En iyisi ne ise hep birlikte karar vereceğiz.

Partimizi atılım yapan parti haline getireceğiz

Biz partimizi nasıl atılım yapan bir parti haline getireceğiz, bunu tartışmalıyız. Faşizm faşizmdir, işini yapıyor. Biz ne yapacağız? Örgütlenme modelinden parti programına kadar değişmesi gereken ne varsa yapacağız. Eş başkanlar diyorlar ya, biz gökten zembille inmedik. Her birimiz eş başkanlık yapabilecek düzeydeyiz. Zannediyorlar ki onlarınki gibi bizim koltuklar yağlı ballıdır. Bedel ödeme noktasındayız. Ölüm tehdidi altında o koltukları muhafaza eden kişilersiniz. Bizde koltuk savaşı olmaz, görev yarışı olur. Dışarıdan dayatmalarla, partimize gömlek biçmeyle, bizi kimse dışarıdan dizayn edemez.

Tek güvencemiz halk örgütlülüğüdür

Sadece 59, 60 vekile güvenerek demokrasi inşa edilemez. Sokakta ayağınız güçlü değilse sudan çıkmış balığa düşersiniz. Faşizme karşı tek güvencemiz halk ayağı olacak. Buna hazırız. Hazırlıklarımızı gözden geçireceğiz Özeleştirimizi yapacağız ve halkın karşısına öyle çıkacağız.

Bu arada eş başkanlar toplantısında seçim sonuçları, bölgede yürütülen savaş, sokağa çıkma yasakları, kongre süreçleri ele alınacak. İl Eş Başkanları'nın çoğu kendi bölgelerindeki duruma ilişkin raporlarla toplantıya katıldı. Yarın da Parti Meclisi ve MYK toplantıları gerçekleştirilecek.

7 Kasım 2015