Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'da "Alisiz Alevilerin temsilcilerinden birini aday gösterdiler" diye hedef gösterdiği İstanbul 2.Bölge Milletvekili Adayımız Turgut Öker, İstanbul il binamızda konuya ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İstanbul Milletvekili Adayımız Arife Çınar, İstanbul İl Eşbaşkanı Ayşe Erdem ve partimiz seçim koordinasyonları çalışanları katıldı.
Toplantıda ilk sözü alan İstanbul İl Eşbaşkanımız Ayşe Erdem, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Öker'e yönelik söylemlerinin HDP'nin toplumun tüm kesimleri ile buluşmasına yönelik tepkisinin ifadesi olduğunu söyledi.
Erdem'in ardından konuşan Turgut Öker ise, konuşmasına Soma'da yaşanan maden faciasının yıldönümünde yaşamını yitiren madencileri anarak ve katliamda sorumluluğu olanları lanetleyerek sözlerine başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'nın Karlsruhe kentinde yaptığı konuşmada kendisini "Şimdi Avrupa'da, buralarda da 'Alisiz Alevilik' diye bir şeyler çıktı ya. Şimdi bu Alisiz Alevilerin içerisinden bir tanesini de aday yaptılar, milletvekili adayı. Eğer Alevilik, Hazreti Ali Efendimizi sevmekse benden daha Alevi olamaz. Ama yok. Alevilik bir dinse, orada Tayyip Erdoğan yok. Onu 'Alisiz Aleviler' düşünsün" ifadeleri ile hedef alındığını hatırlatan Öker, Erdoğan'ın bu ifadelerinin şahsı ve Aleviler açısından hakaret, küçümseme olduğunu söyledi.
Söylemlerin aynı zamanda Alevilik inancına karşı da saygısız, üstten bakan bir dil içerdiğini kaydeden Öker, 1992 yılından bu yana Avrupa'da Alevi örgütlerinin mücadelesi içerisinde yer aldığını, son olarak da Avrupa'da 11 ülkede yer alan Alevi federasyonlarının oluşturduğu Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu'nun (AABK) Genel Başkanlığı görevini yürüttüğünü söyledi.
Erdoğan’ın demokratik maskesi düştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine ve yöneticiliğini yaptığı kurumlara karşı tutumunun yeni olmadığını belirten Öker, "Bu saldırgan üslubu üç yıldır çeşitli defalar şahsım ve kurumuma yöneltiyor. Avrupa Alevi örgütlenmesi olarak bugüne kadar baş eğmeyen, biat etmeyen bir mücadele tarzı benimsedik. Biat kültürüne alışık olan Erdoğan'ın, bizim bu politik mücadele hattımız, kimyasını bozmuş olabilir" dedi.
AKP'nin düzenlediği Alevi çalıştaylarının asimilasyona dönük olduğunu ifade ettiklerini hatırlatan Öker, "Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde, Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde (NRW) Ruhr bölgesinde maden ocaklarında çalışanların anısına verilen Steiger Award - Uluslararası Liderlik Ödülü'nün verilmesini Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) olarak, Bochum'daki Rewierpower Stadyumu'nda on binlerce kişinin katılımı ile protesto ettik ve bu ödülün geri alınmasını sağladık. Yine Erdoğan'ın Almanya'ya gelişini, Köln'de yaptığımız iki büyük Alevi ve Demokratik Güç Birliği mitingi ile protesto ettik. Bu mitingler Almanya tarihi açısından da, bu kadar kitlesel katılım olması bakımından bir ilkti. Tüm bu eylemler ile Erdoğan'ın Batı'da görünen 'Demokrat' maskesini düşürmüş olduk. Bu miting ve eylemler sonrasında da, Erdoğan, 'Bütün bu işler onun başının altından çıkıyor' diyerek şahsımı hedef göstermişti" diye konuştu.
Erdoğan, Alevileri ötekileştiriyor
Avrupa Alevi örgütlenmesi olarak; Alevilerin kimlik, özgürlük ve her alanda eşit haklara kavuşmasının mücadelesini verdiklerini dile getiren Öker, bu çalışmaları yürütürken ise hiçbir zaman Aleviliği tarif etmediklerini, aksine Aleviliğin tarif edilmesine karşı çıktıklarını söyledi ve "Alevilikte esas 'Yol bir, sürek bin birdir.' Biz o 'Yol' un yaşaması ve birliği için mücadele ederken, 'Sürek'lerimizin farklılıklarını zenginliğimiz bildik. Tüm bunları, Aleviliği sadece 'Ali'yi sevmek' olarak anlayan Recep Tayyip Erdoğan'ın anlamasını beklemiyoruz. O aslında şahsıma ve kurumuma saldırarak Alevileri bölmeye ve kendine yandaş bulmaya çalışıyor. Bunda başarılı olamayacağını biliyoruz. Ancak kullandığı dil sadece şahsımı değil, tüm Alevileri rahatsız eden, ötekileştiren bir dildir" dedi.
Alevilerden elini çek
Aleviliğin sadece Ali'yi sevmek olmadığını belirten Öker, "Alevilik insanın yaşamını da inancına göre yürütebilmesidir. Alevilik, kadın erkek eşitliğidir, rızalıktır, hoşgörüdür, kin ve nefret taşımamaktır, barıştan yana olmaktır, haram lokma yememektir, beşikteki ile eşiktekinin eşit olmasıdır. Ve insanı, doğayı, tüm canlı ve cansız varlıkları inancın temeline koymaktır" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenen Öker, "Erdoğan bizim 'Yol dilimizle,' insanlıktan düşkündür! Aleviliğin uzağından yakınından geçemez. Üstelik, Alevi çocuklarının kanı hala ellerindedir."
"Artık Alevilerden, Kürtlerden, Ermenilerden, Êzidîlerden, kadınlardan, emekçilerden ve tüm farklılıklardan elini, dilini çek! Bu nefret dili, kin ve düşmanlık yaymaktan başka bir işe yaramıyor. Erdoğan'a bu çağrıyı yapıyoruz, ama Erdoğan'ın ruh hali bu çağrıyı duyacak durumda değil. O kendine yeni kullar yaratma arayışına devam ediyor. İktidarını sürdürebilmek için dini kullanmaya devam ediyor. Biz Aleviler olarak biliyoruz ki bunun çaresi HDP'dir. Korkusunun eceline faydası yok. 7 Haziran'dan sonra Mecliste Turgut Öker olacak; Mecliste HDP olacak ve onun sultanlığına son vereceğiz" dedi.