Suruç'ta günlerdir sınırda direniş nöbeti tutan binlerce kişiye Etmanik köyünde insan zinciri oluştururken polis ve asker tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırdı.

Polis ve asker saldırısı öncesi Küçük Etmanik'te DBP Eş Genel Başkan Kamuran Yüksek, HDP'li milletvekilleri Demir Çelik, Hüsamettin Zenderlioğlu, Hasip Kaplan, İbrahim Binici ile Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, Siirt Belediyesi Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Osman Baydemir'in de içinde olduğu bir heyet açıklama yaptı.

Heyet adına ilk açıklamayı yapan Ahmet Türk, günlerdir İŞİD çetelerine karşı direnen YPG'li savaşçıları ve sınırda nöbet tutan halkın direnişini selamladı. Türk, şöyle devam etti: "15 gündür tarihe altın harflerle kazılan destansı Kobanê direnişine şahitlik ediyoruz. Bu direniş Kürt halkının geldiği noktanın anlaşılması açısından çok önemlidir. Kuzey Kürdistan ile Rojava Kürdistan halkının yüreğinin birleştiği bir dönemden geçiyoruz. Bütün dünya Ortadoğu ve Mezopotamya'da Kürtsüz demokrasi ve barışın olmayacağını bilmelidir. Eğer bu coğrafyada barış ve demokrasinin hâkim olmasını istiyorsanız Kürtlerin bu destansı özgürlük mücadelesini görmezden gelemezsiniz. Günlerdir sınırları direnen Kuzey Kürdistan halkı yapay sınırları ortadan kaldırdığı için kendilerini kutluyorum. Kürtler geleceklerini özgür bir şekilde belirleyecek ve sınırları anlamsızlaştıracaktır."

Türkiye'nin İŞİD saldırılarına sessiz kalmasına tepki gösteren Türk, "Tüm insanlığı tehdit eden İŞİD çetelerinin katliamlarına Türkiye'nin sessiz kalmasını tarih asla kabul etmeyecektir. Bu tutum Türkiye'nin kara bir sayfası olarak tarihteki yerini alacaktır. Halklarımızın arasında hiçbir sorun yoktur. Halkaları ayrıştıran bölge devletlerinin politikalarıdır. Ama çok iyi bilinmelidir ki, halkımız kendi kaderini, kendi özgür iradesine dayalı olarak belirleyecektir. Buna ne İŞİD çeteleri ne de başka bir güç engel olabilir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin IŞİD çeteleleriyle derin ilişkiler içinde olduğunun altını çizen Türk, Türkiye'nin saldırılarına sessiz kalmasının başka bir açıklamasının olmadığını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün eğer hem sınırın bu yakası da direnen halkımız hem de devletin kardeşlerim dediği halkın üstüne havan topları düşüyorsa ve üstelik kendi topraklarım dediği yerleri bile bombalanmasına seyirci kalıyorsa, bu durum Türkiye'nin İŞİD çeteleriyle çok derin ilişkileri olduğunu gösteriyor. Halkımızın iradesi ve YPG ile YPJ'nin direnişi bu kirli politikalara geçit vermeyecektir."

Türk sözlerine şöyle devam etti: " Bakın yarın çok geç olabilir, halkın güvenini sarsarsanız kapanması imkansız bir uçurumun açılmasına neden olursunuz. Bir taraftan Kürt sorununu çözeceğim diyeceksiniz ama öte taraftan Kürtlerin geleceğini karartmak için her türlü oyunun içinde yer alacaksınız. Ortadoğu'da önemli bir aktör olan Kürtler bölge devletlerinin içinde olduğu oyunun farkındadır ve bu oyunları asla unutmayacaktır. Eğer Kürt halkının haklı özgürlük mücadelesini boğmaya çalışırsanız inanın siz altıda kalacaksınız."

Türk'ün ardından konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Osman Baydemir ise, Türkiye'nin tercihini barbar IŞİD çetelerinden yana yaptığını kaydederek, Türkiye'nin Rojava politikalarını Roboski katliamına benzetti ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin Ortadoğu ve Rojava politikası adeta Roboski politikasıdır. Türkiye'nin Roboski politikası nasıl ki Kürt halkının duygularında etki yarattıysa Ankara'nın İŞİD ve Rojava politikası da aynı etkiyi yaratmıştır ve yaratmaya devam ediyor. Bir yandan insanlık düşmanı barbar IŞİD diğer yandan halkların onurunu ve insani değerlerin savunucusu olan Rojava arasında tercih yapmanın vakti gelmiştir. Hatta geçmiştir. Barbarlıktan medet uman ve onlardan yana tercih yapanların yapacağı tek bir şey kalmıştır. O da halkının özgürlük mücadelesi için direnen Kobanêlilere destek vermektir."

29.09.2014