
Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş İstanbul Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlediğimiz Büyük İnsanlık Mitingi’ne katıldı. Halkın meydanı doldurduğu mitingde coşku ve umut hakimdi. "Bu kibirli, bu uzun burunluları, bu kendinden geçmiş, iktidar ve güç zehirlenmesi yaşayanları, Başkanlık sevdalılarını durdurmak istiyorsanız hepimizin bir tek çaresi var: HDP" diyen Demirtaş 7 Haziran seçimlerinin HDP'nin barışı yaratacağı seçim olduğunu ifade etti.
Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş meydanı dolduranları “Gönülleri fethetmek için Kazlıçeşme’yi dolduran milyonlara selam olsun” sözleriyle selamladı.
Mitinge katılanların HDP’yi yansıttığını ifade eden Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü:
Halkların Demokratik Partisi, “Tıpkı Kazlıçeşme Meydanı gibi rengarenk, cıvıl cıvıl bir parti olduğu için, tıpkı Türkiye’nin dört bir köşesi gibi cıvıl cıvıl, rengarenk halkları, kimlikleri inançları buluşturabildiği için, bugün artık bizler hep birlikte ülkemizin umudu haline geldik.”
7 Haziran seçimi ülkemizde barışı yaratacağımız bir seçimdir
Yaklaşan seçimlerin tarihi bir kavşak olduğunu hatırlatan Demirtaş seçimlerin toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir seçim olduğuna dikkat çekerek barışın sağlanması için önemini vurguladı:
7 Haziran sadece HDP’nin, Halkların Demokratik Partisi’nin barajı aşıp aşmayacağı mevzusu ve seçimi değildir. Toplumda biriktirdikleri kin, öfke. Toplumda biriktirdikleri düşmanca duyugların yok edileceği, Türkiye’de Kürdü, Türküyle, Arabı, Çerkezi, Ermenisi, Gürcüsü, Lazıyla, Boşnağıyla, Pomağı, Romanıyla hep birlikte birbirimizden korkmadan, birbirimizi inkar etmeden, devletten korkmadan kendi ülkemizde barışı yaratacağımız bir seçimdir. 7 Haziran’daki HDP başarısı, bütün Türkiye halklarının ortak zaferi, ortak başarısı olacaktır.
Sizler bu meydanda bir araya gelen bütün kardeşlerim. Aynen sokakta, mahallede nasıl yaşıyorsanız, hangi kimlikle, hangi yaşam tarzıyla, hangi inançla yaşıyorsanız o şekilde yaşamanın, o şekilde var olmanın garantisi olduk. Artık çoğulcu bir demokrasi, çok kültürlü bir Türkiye’yi görünür hale getirmenin, 7 Haziran’da bunun zaferini ilan etmenin hazırlığını yapıyoruz. Ve bütün renkleriyle Kazlıçeşme Meydanı gibi olsun istiyoruz Türkiye. Herkes kendi sesiyle, herkes kendi rengiyle, türküsüyle, halayıyla, horonuyla bütün Türkiye’de bayram olsun istiyoruz, düğün olsun istiyoruz 7 Haziran’da.
Bizler yaralılar ülkesiyiz, birbirimizin yarasına biz dokunalım.
Kutuplaşmaya karşı çoğulcu bir demokrasi var edeceğiz
Hükümetin toplumu kutuplaştırıcı politikalarını eleştiren Demirtaş, HDP’nin çoğulcu demokrasiden yana tavrını vurguladı:
"Öylesine çirkin bir politikayla, tekçi politikalarla Türkiye’yi kutuplaştırdılar ki. Birbirimize selam veremeyecek hale gelelim istediler. Ama bizler bu oyuna, bu tuzağa düşmedik. ‘Biz varız. Kimliklerimizle, inançlarımızla varız. Bunları yok etmeye çalışmak bir devlete, bir hükümete düşmez’ dedik. ‘Biz bütün renkleri görünür kılacağız’ dedik. ‘Önce devletten beklemek yerine birbirimize karşı saygıyla, demokratik kültür içerisinde eşitçe yaklaşacağız’ dedik."
"Bu meydanda çarşafıyla, başörtüsüyle, sakalıyla, yaşam tarzıyla Müslüman kardeşlerim var. Bu meydanda başı açık yaşam tarzıyla, genciyle, yaşlısıyla her dinden, her kimlikten insan var. Bu şekilde yaşamak hiç de zor değilmiş. Nasıl bu meydanda bir araya gelebiliyorsak, birbirimize öfke duymadan, müdahale etmeden, birbirimizden nefret, kinle söz etmeden, birbirimizin yaşam tarzına sahip çıkarak, çoğulcu bir demokrasi var edeceğiz."
"Eminim ki, bütün Türkiye, 81 vilayet bu coşkulu mesajı yüreğinde hissediyor. Kime dokunsanız, nereye gitseniz, kime el atsanız, yüreğinde bir yara var. Bazılarımızda bir yara var, bazılarımızda çok yara var. Ama bizler yaralılar ülkesiyiz. O nedenle istedik ki önce yaralarımızı saralım. Devletten de beklemeyelim. Birbirimizin yarasına biz dokunalım. Biz yaralarımıza merhem olmak istedik. HDP işte o merhemin adıdır."
HDP’yi üst akıl değil, ortak akıl, ortak vicdan yönetiyor
Partimize yönelik komplo teorilerine değinen Demirtaş, HDP’nin ortak aklın ve ortak vicdanın sesi olduğunu vurguladı:
"Türkiye’de ‘Zordur’ denileni, ‘İmkansızdır’ denileni başardık. Bütün kimlikler, inançlar bir araya geldik ve parti olarak seçime giriyoruz. Bakın ne kadar tuhaftır, daha yakın zamana kadar, geçen yıla kadar ülkenin Başbakanı, Cumhurbaşkanı şunu söylüyordu bize: ‘Cesaretiniz varsa parti olarak seçime girin. Niye bağımsız giriyorsunuz?’ diyorlardı. İşte bak, cesaretimiz varmış. Şimdi parti olarak seçime giriyoruz. Bu cesaret seni korkutacaksa niye o zaman yıllardır parti olarak seçime girmemizi teşvik ediyordun?"
"Parti olarak, HDP olarak seçime girme kararı aldık. Tutturdular, ‘Bir üst akıl bunları yönetiyor’ dediler. Uluslararası tezgah senaryoları, uluslararası komplo senaryolarıyla bizi kirli oyunlarla, kirli ittifaklarla iç içe göstermeye çalıştılar. Evet, bizde bir akıl var. Ama üst akıl değil, ortak akıl yönetiyor HDP’yi. Ortak bir vicdanla HDP’yi yönetiyoruz."
Yenikapı’da bir araya gelecek olan halk bizim düşmanımız değil, 8 Haziran’da da komşumuzdur, akrabamızdır, kardeşimizdir. Beraber yaşayacağız. Bunu unutmadan siyaset yapacağız ve buna layık bir yaşamı hep birlikte inşa edeceğiz.
Toplumsal barış sandıktan kıymetli
Büyük İnsanlık mitingimizde, Kazlıçeşme Meydanı’nda ortaya koyduğumuz tablonun bu ortaklaşmanın bir ispatı olduğunu belirten Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, AKP’nin toplumu kutuplaştırma siyasetini şu sözlerle eleştirdi:
“İşte Kazlıçeşme Meydanı bunun ispatıdır. Buradaki fotoğraf bunun ispatıdır. Ne yaparlarsa yapsınlar, kullandıkları dil, öfke, kutuplaşma ve gerilim siyaseti dili olsa da, biz bu duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Bakın şu saatlerde Yenikapı’da da kardeşlerimiz toplanıyor. Yenikapı’da bir araya gelecek olan halk bizim düşmanımız değil, 8 Haziran’da da komşumuzdur, akrabamızdır, kardeşimizdir. Beraber yaşayacağız. Bunu unutmadan siyaset yapacağız ve buna layık bir yaşamı hep birlikte inşa edeceğiz.”
“Bunu söyleyebilecek yürekleri var mı? Yok maalesef. Bir partiye oy vermek, gönül vermek, HDP’ye gönül vermek, bunların nazarında vatan hainliği olarak adlandırılıyor. İnanın ki değerli kardeşlerim, bizler HDP olarak şu anda ortaya koyduğumuz siyaseti başarıyla yürütmemiş olsaydık, bu seçim döneminde provokasyonların önüne geçmemiş olsaydık, sağduyumuzla, sabırla hareket etmemiş olsaydık, Türkiye’de çok gerilimli, Allah korusun, her gün kan dökülen bir seçim yaşanacaktı. Buna asla izin vermedik. Çünkü bizim öncelikle iç barışa, toplumsal barışa ihtiyacımız var dedik. Seçimden de, oydan da, sandıktan da daha kıymetli olduğuna inandığımız için.”
8 Haziran’da görevimize barış güneşini Türkiye’nin semalarında kara bulutları dağıtacak şekilde inşa ederek başlayacağımızı belirten Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, bugün barışa, “ekmek kadar, su kadar ihtiyaç duyduğumuz”u ifade etti. Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “En fazla da yüreği yanık anneler hak ediyorlar. Bugün Cumartesi Anneleri’nin 20. yılı, onlar hak ediyorlar. Yüreği bu savaşta yanmış, asker anneleri, polis anneleri, faili meçhulde, dağda evladını kaybetmiş gerilla anneleri, bütün acı çekmiş anneler barışı hak ediyorlar. Artık bu işin uzayacak bir tarafı yok. HDP’nin başarısı demek, barışın başarısı demektir. HDP için sandığa atacağınız her zarf ‘Bu ülkede artık kardeşçe, barış içerisinde yaşamak istiyoruz’ demektir. Çözüm sürecinin garantisi de HDP’nin başarısıyla inşallah kalıcı hale gelecek ve sizler barışı inşa etmenin gururunu yaşayacaksınız. O akşam, 7 Haziran akşamı bütün barışseverlere, barışı hak eden herkese zafer armağan etmek istiyoruz. Bunun da gençlerle, kadınlarla olacağının çok farkındayız. İstanbul ayağa kalkmışsa, İstanbul ‘Ben varım’ demişse, yıkılmıştır artık o baraj, yıkılmıştır.”
Halkların Demokratik Partisi olarak Meclis’te yer almamızın, Hükümetin Ortadoğu’da izlediği savaş politikaları açısından bir engel lacağını belirten Demirtaş, güçlü bir HDP’nin Ortadoğu’da barışın garantisi olacağını ifade etti:
“Bölgemizde de bütün Ortadoğu’da barışın garantisi olacağız. Güçlü bir HDP, parlamentoda daha güçlü bir HDP, Suriye’de de, Irak’ta da savaşın yaşandığı her yerde barışa biraz daha fazla yaklaşmak demektir. IŞİD barbarlığının bütün insanlığı tehdit ettiği bir dönemde, bizler, yani emekçiler, ezilenler, bütün kimlik ve inançlarımızla parlamentoda olursak o parlamento artık savaş kararı alamayacak. O parlamento Suriye’de savaş kararı alamayacak. Suriye’deki halklarımız için, Irak’ta yaşanan vahşet ve dram için, Yemen’e kadar, mazlum Filistin halkına, her yere destek için HDP’ye bir oy vermek yetecek. HDP’nin güçlü kadrolarını, inançlı kadrolarını parlamentoya taşımak yeterli olacak.”
HDP’siz bir parlamento gri olur
Demirtaş, Halkların Demokratik Partisi’nin Meclise girmesinin meclisin temsiliyetini güçlendireceğini ve toplumu daha iyi yansıtacağını şu sözlerle ifade etti:
“Biz artık ülkeyi yönetebilecek duruma geldik. Bütün arkadaşlarımla nitelikli bir kadro hareketi, arkasında büyük bir halk desteğiyle, ülkemizi yönetmeye talibiz artık. Bizler barajı aşarak diğer partilerin de önünü açmış olacağız. Parlamentoya girmeyi başaramamış herkesin önümüzdeki dönemde siyasi kimliğiyle parlamentoya girmesinin garantisi olacağız. Sizler HDP’de buluştukça Türkiye’nin bütün halkları artık o parlamentoda olacak. Tek rengi dayatanlar, tek ırkı, tek mezhebi dayatanlar, Türkiye’ye hakaret ediyorlar. Bu parlamento artık renkli bir çiçek bahçesi olmak zorunda. HDP’siz bir parlamento ancak gri olur, umutsuz olur, karamsar olur.”
HDP’nin kadınları ülkeyi yönetecek
Partimizin adaylarının yarısının kadınlardan oluştuğunu hatırlatan Demirtaş, HDP’nin daha fazla kadını Meclise göndermenin tek yolu olduğunu belirtti. Demirtaş, mitingi izleyenlere “HDP’li kadın Eşbaşbakanımız olsun istemiyor musunuz?” diye sordu ve 7 Haziran seçimlerinin bunun için de bir fırsat olduğunu ifade etti.
HDP Meclise girerse Mecliste en çok sesi çıkanların ezilenler olacağını vurgulayan Selahattin Demirtaş şöyle konuştu: “Kölelik düzeni dayatılan taşeron işçilerin parlamentoda sesi daha çok çıkacak. Ve önümüzdeki dönem taşeron işçiliği bu şekilde tarihe karışacak.”
Esnafların yaşadığı sıkıntılara değinen Demirtaş, şöyle seslendi:
“Esnaf kardeşlerim, sizler büyük alışveriş merkezlerinin baskısı altında, vergi yükü altında, enerji pahalılığı altında kepenk kapatacak noktaya geldiniz. Artık esnaf kardeşlerimin de parlamentoda sesi çıksın, esnaf milletvekillerimiz parlamentoda olsun diyor musunuz? İşte HDP bunların tamamıdır. HDP çiftçidir, tarlada üretendir. Onların tamamı biziz. O nedenle ‘Biz’ler Meclise’ demeye hazır mıyız?”
Bu kibirli, bu uzun burunluları, bu kendinden geçmiş, iktidar ve güç zehirlenmesi yaşayanları, Başkanlık sevdalılarını durdurmak istiyorsanız hepimizin bir tek çaresi var: HDP.
7 Haziran’da HDP barajı aşmışsa özgürlük rüyaları gerçek olacak
Eş Genel Başkanımız HDP’nin meclise girmesinin Türkiye’ye gerçek bir demokrasi gelmesi için şart olduğunu ifade ederek HDP’yi barajın altında bırakmaya odaklanmış AKP’yi eleştirdi:
“Yaşadıklarımız, bize dayatılanlar birer kabus olabilir, ama 7 Haziran’da HDP barajı aşmışsa o kabus ortadan kalkacak, rüyalarımız gerçek olacak, hayallerimiz gerçek olacak, özgürlük rüyaları gerçek olacak. İşte o nedenle biz mecliste olacağız.”
“Halkı dışlayarak, partileri baraj altında bırakmaya çalışarak demokrasi olmaz. Düşünün ki bir ülkenin Cumhurbaşkanı, düşünün ki bir ülkenin Başbakanı, işi gücü bırakmış, Türkiye’nin dördüncü büyük siyasal gücü, en renkli, en demokratik gücü parlamento dışında kalsın diye uğraşıyorlar. AKP’ye oy istemiyorlar artık, ‘HDP’ye oy vermeyin kime veriyorsanız verin’ diyorlar. Bu bile tek başına HDP’ye oy vermek için yeterlidir. Bu kibirli, bu uzun burunluları, bu kendinden geçmiş, iktidar ve güç zehirlenmesi yaşayanları, başkanlık sevdalılarını durdurmak istiyorsanız hepimizin bir tek çaresi var: HDP. HDP dışında bu çılgın gidişi durdurabilecek hiçbir güç yok. Bütün kardeşlerim oyunu verirken, oyunu kullanırken bu matematiğe, bu aritmetiğe dikkat etmelidir. Sizler HDP barajın altında kalırsa 8 Haziran’da nasıl bir Türkiye’ye uyanacağınızı düşünün. Bu HDP’nin tek başına problemi değil. Bütün Türkiye olarak sorunlarımızı katmerli yaşamaya devam edeceğiz. Ama oyunuz HDP’den yana olur, ve biz barajı aşmış olursak, korkmanıza gerek yok. Artık bu çılgınları durdurabilecek akıllılar olacak parlamentoda, akıllılar demokrasi gücü olarak bu çılgınları durduracak işte o gün.”
Ülkemizin ve halklarımızın zararına olacak hiçbir projenin içinde olmayız
AKP’nin henüz kimlerin desteklediği nasıl bir proje olduğunun hesabını vermediğini belirten Eş Genel Başkan partimizin özgürlükçü anayasa ve eşit yurttaşlık hedeflerini vurguladı:
“Üstüne üstlük, bizler yeni sivil, demokratik bir anayasada buluşabilecek iradeyi yarattık. Özgürlükçü bir anayasayla, Kenan Evren’in başımıza bela ettiği ve AKP’nin 13 yıldır arkasına sığındığı bu anayasayı da ortadan kaldırıp yeni bir anayasa yapacağız. Kenan Evren gitti, anayasasını da arkadan göndermeye evet diyor musunuz?”
“Ne üst akıl, ne komplo teorileri. Asla, bunların çirkin yalanlarına inanmayın. 8 Haziran’dan itibaren, ülkemizin ve halklarımızın zararına olacak hiçbir projenin içinde olmayız, olmadık. Sadece ezilenleri düşüneceğiz. Sadece bu ülkenin bütün insanlarını, yurttaşlarını, eşit yurttaşlık temelinde buluşturacağız. Başka kirli bezlerde bizim tarağımız olmaz.”
“Bizi kirli proje olarak sunanlar kendilerine baksınlar. 2002 yılında iktidara gelmeden önce kimlerle pazarlık yaptılar, kimlerle anlaştılar, hangi tezgahları kurarak iktidara geldiler, bunun hesabını bile veremeyenler bugün HDP’yi kirli proje olarak suçluyorlar.”
“Bizler bu lafları bu kulağımızdan sokup öbür kulağımızdan çıkaracağız. Diyorum ya, bunlara verilecek en büyük ders dinlememektir, dinlememek. İzlemeyin bunları, dinlemeyin bunların yalanlarını. Kulağınızı HDP’ye açın. HDP’nin adayları, HDP’nin gönüllüleri, HDP’nin çalışanları ne diyorsa, inanın, doğru söylüyorlar. Halkı aldatmadan, kandırmadan. Bugün ne söylüyorlarsa, 8 Haziran’da da aynısını söyleyerek yolumuza devam edeceğiz.”
Gençlere seslenen Demirtaş HDP’nin artık Türkiye’yi felaketten kurtarmanın yolu olduğunu söyleyerek yurtdışında yaşayan tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına oylarını kullanma ve destek çağrısında bulundu:
“O bir oy, henüz kullanmadığınız bir oy, Türkiye’nin kaderini değiştirecek oydur. Lütfen sandığa gidin ve oyunuzu değişimden, oyunuzu demokrasiden, oyunuzu HDP’den yana kullanın ki yurtdışından vereceğiniz destek Kazlıçeşme’yle buluşsun, Kenan Evren’in de, Erdoğan’ın da barajları tarumar olsun artık.”
İstanbullulara seslenen Demirtaş HDP’nin Türkiye’yi değiştire değiştire yürüdüğünü belirterek değişimden korkulmaması gerektiğini söyledi:
“Herkes, bizimle birlikte yürüyen herkes, Müslümanı da, Sünnisi, Alevisi de, Hristiyanı da, başı açığı, kapalısı da, genci, yaşlısı, sosyalisti, sosyal demokratı da, Kürt halkı da, Kürt hareketi de hepimiz artık önümüze güçlü, demokratik bir cumhuriyeti koymuşsak ve birlikte yaşamaya karar vermişsek, haklarımızı, özgürlüklerimizi beraber var etmeye karar vermişsek, değişimden korkmayalım. İşte HDP bütün Türkiye’yi değiştire değiştire yürüyor. Bunların kibirli, öfkeli dilinden Türkiye’yi kurtararak ilerliyor. İstanbul’u İstanbul yapacak bütün renkleri Kazlıçeşme’de, bu devasa meydanda milyonlarla haykırarak yürüyor. Var olsun İstanbul, var olsun İstanbul’un emekçileri, var olsun İstanbul’un gülleri, çiçekleri, renkleri.”
Çılgın projesi olanlara değil, akıllı projesi olanlara destek verin, İstanbul’u kurtarın
Türkiye hazırsa biz değişime hazırız
“İstanbul tıpkı Türkiye gibi. Küçük Türkiye burası. Türkiye’de ne varsa, İstanbul’da hepsi var. Ve bizler yaşadığımız şehirleri koruyarak, çevremizi, ekolojimizi koruyarak, doğamıza, ağacımıza, deremize, ormanımıza sahip çıkarak değişim ve dönüşüm yaşayacağız. Ekonomide demokrasi, sokakta demokrasi, fabrikada demokrasi, evde, okulda demokrasiyi dönüşümle sağlayacağız. Asla, çevremize, doğamıza da zarar vermeden, sağlıklı ekonomik büyümeyi gerçekleştirmek istiyorsak, çılgın projesi olanlara değil, akıllı projesi olanlara destek verin, HDP’ye destek verin, İstanbul’u kurtarın artık diyorum.”
“Sizlerin arasında biliyorum ki çok sayıda özellikle bu kentsel dönüşüm mağduru arkadaşlarım var. Onlar, kentsel dönüşümün mahalleler birliğini kurarak yaşam alanlarını korumaya çalışıyorlar. İşte biz iktidar olursak, yerinde dönüşümü, sizi mahallenizden kovarak değil, mahallenizdeki kültürü de yaşam tarzını da koruyarak, insanca yaşayabileceğiniz alanları birlikte yaratacağız. Rant yaratmak için değil, müteahhitlere peşkeş çekmek için değil, mahallenizde, onurunuzla yaşayacağınız, insani koşulları ve konutları yaratmak için yerinde dönüşüm yapacağız. Binlerce insan mağdur edilmiş, zorla mahallesinden göçe zorlanmış, onların hepsinin bir kurtuluş umudu var. Çılgınlığa prim vermeyin, akıllı davranalım. Akıllıca, el ele İstanbul’u da, ülkemizi de değiştirelim. İstanbul hazırsa, Türkiye hazırdır. Türkiye hazırsa biz HDP olarak değişime hazırız.”
Biz'ler meclise ve biz'ler HDP olarak ülkemizde barışı ve demokrasiyi kurmaya
Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş, seçimlere bir hafta kaldığını hatırlatarak tüm partililerimizi seferberlik ruhuyla çalışmaya davet etti. Demirtaş partililere sandıkların korunması gerektiğini de hatırlatarak konuşmasını sonlandırdı:
“Sizin bu tertemiz yüreğiniz Türkiye’yi değiştirecek. Zangır zangır titrediklerine bakmayın. Saraylarının camları sizin yürüyüşünüzle titriyor. Kandilli Rasathanesi bile bugün yanlış deprem alarmı verdi. Kazlıçeşme titretiyor.”
“İstanbul adaylarımızın her biri halkların çiçek bahçesi gibi, ezilenlerin ortak temsilcisi gibi, kardeşçe çalışıyorlar. Sizden isteğim bütün adaylarımızın etrafında kenetlenin. Bir hafta daha çalışalım. Her oyu sandığa taşıyalım. Sonrasında da sandıklara sahip çıkalım. Bu mitingden sonra hemen bulunduğunuz il ve ilçe teşkilatlarına başvuru yapın. Müşahit olun, gözlemci olun. Sandığı koruyacak güç biziz. Hırsızlara güven olmaz.”
“Ülkemizde oyların çalınabileceğine dair bir korku, kaygı var. Bu da bizden kaynaklı değil. Bu bir utançtır. 2015 yılına geldik, ve halen insanlar ‘Oyum çalınacak’ diye korkuyorlarsa bu utançtır. İnşallah önümüzdeki dönem bu utanç da bitecek. Ve bizler daha güçlü bir şekilde parlamentoda olursak, artık sandığa oy atma devrini bitireceğiz. Elektronik sisteme geçeceğiz ve artık hırsızlık kaygısı son bulacak. Türkiye’yi bu utançtan kurtarmanın yolu da yine HDP’dir.”
“Bütün utançlarımız, bize yaşatılan bütün acılar, geçmişimizle, hakikatlerle yüzleşmenin yolu artık HDP’den, sizlerden, bizlerden geçiyor. Biz'ler meclise ve biz'ler HDP olarak ülkemizde barışı ve demokrasiyi kurmaya.”