Ataköy sahilinin TOKİ'ye devredilmesi ile ilgili HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.

Tüzel'in önergesinin gerekçesi şu şekilde:

"İstanbul Ataköy sahili, 12 Eylül darbe koşullarının ürünü olan Turizm Teşvik Yasası kapsamına alınarak, "ayrıcalıklı imar planı" kapsamında TOKİye devredilmiştir. Türkiye'nin ilk toplu konut projesi olan Ataköy yerleşkesinin plajı, rekreasyon alanları olarak planlanan sahil şeridi, turizm bölgesi olarak planlanarak Ataköy'ün plan bütünlüğünden koparılıp, toplumun kullanımına engel olunurken; kentsel dönüşümü talana ve ranta dönüştürmeyi hedefleyen AKP iktidarı ve yandaş şirketlerin "ayrıcalıklı imar" koşullarına sahip arsalarına dönüştürülmüştür.

Mimarlar Odası, Ataköy mahalle dernekleri, çevre örgütlerinin hukuki girişimleri Bakırköy halkının itirazları ihale sürecini ve Ataköy sahilindeki yapılaşmanın meşruluğunu tartışılır hale getirmiştir. Nitekim, TOKİ'nin birkaç ihalede bitirmede planladığı pazarlama süreci, 18 ihale sonunda dahi tamamlanamamıştır.

Geçtiğimiz günlerde kırka yakın kitle örgütü ve Bakırköy Belediyesinin de içinde bulunduğu platform tarafından, Ataköy sahilindeki yapılaşmaya, ranta ve talana karşı, insanca yaşam alanları talebiyle kitlesel bir gösteri gerçekleştirildi. Bakırköy halkının talebi doğrultusunda, Ataköy sahili yargı kararları, Kıyı Kanunu gereğince yapılaşmaya son verilerek tarihi ve doğal zenginlerimiz koruma altına alınmalı, halkın hizmetine açılmalıdır."

Tüzel önergesinde şu sorulara yer verdi:

"Tarihi Baruthanenin de bulunduğu, Ataköy sahilinin "ayrıcalıklı imar koşuluyla" TOKİye devredilmesinde kamu yararı nedir?
Ataköy sahil şeridinde kaç parsel bulunmaktadır? Bunların kaçı 1.000.000m2'nin üzerindedir ve bunlara devam edilecek midir? Bunların kaçı satış, kaçı kısmen satış, kaçı kısmen kiralama, kaçı kar paylaşımı usulüyle kimlere, hangi şirketlere ihale edilmiştir?
Kıyı sahillerin kamu yararını ve 1.000.000m2nin üzerindeki alanlarda yer alan inşaatların hukuka uygun olmadığı yönündeki yüksek yargı kararına rağmen, Ataköy sahilinde yapılaşmaya neden devam edilmektedir?
Zeytinburnu'ndan, Yeşilköy sahiline kadar uzanan lüks otel inşaatlarıyla, kıyı sahilleri halka kapatılmak mı isteniyor?
Ataköy sahilinde, İmar Kanunu gereğince turizm alanı içinde planlanan binaların turizm fonksiyonlu yapılması gerekirken, konut projeleri olarak pazarlanması imar hilesii değil midir? Bu tür rant projelerini topluma kamu yararı adı altında yutturmaya çalışmak suç değil midir?
Bakırköy halkının ve Belediyesinin itirazları, kıyı sahillerinin yapılaşmaya açılmasının yargı kararlarıyla durdurulması dikkate alınarak, Ataköy sahilindeki, inşaatların yapımının durdurulması doğrultusunda girişimde bulunmayı düşünüyor musunuz?"