Diyarbakır Milletvekilimiz Feleknas Uca'nın Ulaştırma, Denizcilik Ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın cevaplaması istemiyle verdiği soru önergesi:
Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar kamusal alanda Türkçe dışındaki dillerin yok sayılması, yasaklanması ve/veya çeşitli şekillerde baskıya maruz kalması ülkemizde olağanlaşmış uygulamalardır. Bu dillerin başında, özellikle 1980 sonrası kamusal alanda görünür olmaya başlayan Kürtçe gelmektedir. 1990’lar boyunca Kürtçe konuştuğu veya Kürtçe müzik dinlediği için yüzlerce Kürt çeşitli biçimlerde şiddete uğramış ve/veya gözaltı ve tutuklamalar gibi farklı uygulamalara maruz kalmıştır. Ulusal ve uluslararası hukukta “kültürel soykırım”ın bir biçimi olarak kabul edilen dil üzerindeki saldırı ve inkarpolitikaları ülkemizde hala farklı biçimlerde devam etmektedir. Özellikle, 2016’da OHAL’in ilan edilmesi sonrası yaşanan süreçte, 1992’de Kürt aydını Musa Anter’in öncülüğüyle kurulan EnstîtuyaKurdî ya Stenbol, (İstanbul Kürt Enstitüsü) başta olmak üzere Kürtçe üzerine çalışan birçok kurum ve yayın KHK ile kapatılmıştır.
Kürtçe üzerindeki bu şiddet politikaları gündelik hayatta da kendini yeniden ve sıkça göstermeye başlamıştır. Son bir yılda Kürtçe konuştukları gerekçesiyle birçok Kürt şiddetin hedefi haline gelmiştir. Basına yansıyan bilgilere göre, Sun Express adlı hava yolu şirketinin 16 Ekim 22.35 tarifeli Diyarbakır-İzmir uçuşundauçuş ekibi, Kürtçe konuştukları gerekçesiyle yolcularla tartışmıştır. Tartışma sonrası uçuş ekibi tarafından polis çağırılmış veKürtçe konuşan iki yolcu ve çocukları, polis tarafından uçaktan indirilerek gözaltına alınmıştır. Görgü tanıklarının aktarımlarına göre, söz konusu yolcular çocukları için defalarca kemer istediği halde, hostes “bilinmeyen dil konuşuyorsunuz” diyerek kemer vermemiş ve yolculara hakaret etmiştir. Benzer şekilde, uygulamaya tepki gösteren diğer yolcular da uçuş ekibinin nefret ve ırkçı söylemlerine maruz kalmıştır. Kürtlerin belleğinde hala şiddet ve baskı ile özdeş olan Kürtçe, milyonlarca kişi tarafından konuşulan Mezopotamya’nın en eski ve köklü dillerden biridir. Kürtçenin kamusal alanda bu yönlü baskılara maruz kalması evrensel hukuk kural ve ilkelerine aykırı olduğu gibi, ülkemizde başta Kürtler olmak üzere toplumu derinden yaralamaktadır.
Bu bağlamda,
1. Sun Express adlı hava yolu şirketinin 16 Ekim 22.35 tarifeli Diyarbakır-İzmir uçuşunda uçuş ekibi, Kürtçe konuştukları gerekçesiyle yolcularla tartıştığı iddiaları bilginiz dâhilinde midir?
2. Sun Express adlı hava yolu şirketine ait uçakta Kürtçe konuştukları iddiasıyla yolcuların hakarete maruz kaldığı ve çocuklarına kemer verilmediği iddiaları doğru mudur?
3. Sun Express adlı hava yolu şirketi uçuş ekibinde çalışan kişilerin Kürtçe konuştukları gerekçesiyle yolcuları polise şikâyet ettiği iddiaları doğru mudur?
4. Söz konusu şikâyet üzerine bu yolcuların uçaktan polis zoruyla indirilip gözaltına alındığı iddiaları doğru mudur?
5. Kürtçe konuştukları gerekçesiyle gözaltına alınan kişilerin son durumu nedir? Söz konusu kişiler ne ile suçlanmaktadır? Söz konusu soruşturma ne aşamadadır?
6. Sun Express adlı hava yolu şirketinin uçuş ekibinde yer alan ve Kürtçe konuştukları gerekçesiyle iki yolcuya hakaret eden kişi veya kişiler kimlerdir? Söz konusu kişiler hakkında herhangi bir soruşturma başlattınız mı? Böyle bir soruşturma başlatmadıysanız, bu yönlü bir soruşturma başlatmayı düşünüyor musunuz?
7. Söz konusu Kürtçe düşmanı, ırkçı ve nefret uygulaması sonrası Sun Express adlı hava yolu şirketine yönelik herhangi bir soruşturma başlatmayı düşünüyor musunuz?
19 Ekim 2017