Uçar: Bugüne kadar yürütülen mücadelelerin bu seçimde kazanıma evrilmesi lazım

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar ve ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, seçim çalışmaları kapsamında Eskişehir’de halk buluşmasına katıldı. Milletvekili adaylarının da katıldığı buluşmada konuşan Uçar, şunları söyledi:
Merheba gelê me yê hêja hun bi xêr hatin, li ser navê Partîya Çepên Kesk we hemuya silav dikim. Ma bi xeyr dî sarê ma, sima bi xeyr ameyî. Nameyê Partîya Çepa Keske ser ra ez sima pêrunan rê silam û rêzanê xo rusnena.

3’üncü Yolun yolcuları değiştirecek

Yeşil Sol Parti adına hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. 3 dilli bir giriş yaptım. Yeşil Sol Parti olarak en büyük kazanımlarımızdan biri de bu. Çok dilli, çok kültürlü, çok kazanımlı bir sürecin vesilesi olmasını diliyorum. Eskişehir'deki arkadaşlarımızın şimdiden emeklerine sağlık. Yeni dönem siyasetine iddiayla giriyoruz. AKP-MHP iktidarı döneminde ama öncesinde de yolsuzluğa, ranta, talana; toplum karşıtı her şeye bulaşmış bir siyaset var karşımızda. Bu siyaseti demokrasi lehine değiştirmeye adayız ve bu siyasetin kendisini de gerçek sahipleriyle buluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü adımıza siyaset yürüten merkez siyasetindeki herkesin asıl derdi kendi kimliğini ve varlığını korumak üzerinedir. Ancak seçimden seçime hatırlanan bir halk ve toplum gerçekliği var. Ama biz bunu değiştirmeyi önümüze koyduk ve bir yol tarif ettik Üçüncü Yol diye. Bu yolun da bütün yolcuları, yol arkadaşları, birlikte mücadele ettiğimiz yol arkadaşlarımız aslında.

Operasyon ve gözaltılar mevcut tek adam rejiminin fotoğrafı

İki gün önce büyük bir operasyonla uyandık. Bu operasyonda gözaltına alınanları biraz tarif etmek gerekir. Mevcut iktidarın dayattığı sanata biat etmeyen ve özgür sanat için mücadele eden tiyatrocu arkadaşlarımız, yandaş medyaya, AKP ve MHP’nin tüm baskılarına rağmen toplumu gerçeklerle buluşturan özgür basın çalışanı arkadaşlarımız, bizlere dayatılan adaletsizliğe ve hukuksuzluğa karşı gerçek adaleti tesis etmek için büyük bir çaba içerisinde olan avukat arkadaşlarımız ve demokratik siyaseti bütün baskılara rağmen inşa etmek için bir adım geri atmayan siyasetçi arkadaşlarımız. Buradan baktığımızda operasyonun amacı açığa çıkıyor. Bu operasyon bir anlamda seçim kumpası ama bir anlamda da aslında karşısına almış oldukları direniş mecralarıyla ilgili bu iktidarın kurduğu ilişki. Yeni değil, seçim sürecinden önce de biz bu operasyonlara tanıklık ettik. Operasyon ve gözaltı mevcut tek adam rejiminin fotoğrafıdır. Bu operasyonlara rağmen, bütün gözaltı ve tutuklamalara rağmen içeride de dışarıda da mücadeleyi ve direnişi yükselten fotoğraf da bizim fotoğrafımız. Bu fotoğrafla yeni dönemi sizlerle birlikte inşa etmek için yola çıkmış bulunuyoruz.

Kadınsız bir toplumu tahayyül ediyorlar ama başaramayacaklar

Tek adam rejiminin kendisi bir beyannameyle sahaya çıktı. Millet İttifakı’nın da beyannamesi var, bizim de var. Bizim beyannamenizdeki söz “Dîsa Em”. Zazacası “Reyna Ma”, Türkçesi “Yine Biz”. Yani bu mücadeleye emek veren herkesin sesinin soluğunun olduğu bir beyannameyle toplumun karşısındayız. Tek adam rejiminin beyannamesi ise “Doğru Zaman, Doğru Adam”. Sadece buradan bile baktığımızda, beyannamede kendisinden ve kendi iktidarından başka hiçbir şeyin olmadığını görmek mümkün. En çok da kadınlar açısından söyleyelim. Onlar kadınsız bir toplumu tahayyül ediyorlar ama başaramayacaklar. Kadın mücadelesi çoktan bunu yıktı ve değiştirdi.

Mücadeleyi yürüttüğümüz her alan ve zemin yeniyi inşa edeceğimizin göstergesi

İki gün önce bir televizyon programında bir rahatsızlık yaşadı ve bu yansıdı biraz basına. Seyircilerden ve halktan helallik istemiş ama biz de söyleyelim artık siyasetten de helallik istese her birimiz açısından daha iyi olacak. Tek adam rejiminin değişmesi konusunda iddiası olan bir partiyiz ve toplumsal mücadele sözcüsüyüz. Bu mücadeleyi yürüttüğümüz her alan ve zemin, tek adam rejiminin kaybedeceğinin ve aynı zamanda nasıl yeniyi inşa edeceğimizin göstergesi. Şöyle bir durumla karşı karşıyayız. Mevcut iktidarın elinde şiddet dışında herhangi bir mekanizma kalmadı. Eskiden Türkler ve Kürtlerin mücadele alanları çok yan yana değildi; iktidarlar karşısında aynı pozisyonda da değildik. Ama tek adam rejimiyle birlikte, özellikle bütün mücadele alanları, bütün toplumsal kesimler çok aynılaştı. Aynı saldırı merkeziyle karşı karşıyayız ve bu tek merkeze karşı ortak mücadeleyi tarif ettik. Hem Emek ve Özgürlük İttifakı olarak hem de Kürt Özgürlük ve Demokrasi İttifakı olarak. 

İktidarın bizlere saldırdığı her başlığı direnişe çevirdik

Ekoloji alanında mücadeleyi yürüten arkadaşlarımıza yönelik ciddi bir saldırı var. Dün Çernobil Katliamının 37. yıl dönümüydü. Bugün Yeşil Sol Partili arkadaşlarımız, HDP’li arkadaşlarımız Akkuyu yolundalar ve engellemeyle karşı karşıya kalıyorlar. Ekoloji mücadelesi karşısında mevcut iktidarın yürüttüğü rant politikasına karşı ciddi bir direniş var. Bu direnişin içinde gençler kadınlar var. Bu mücadelenin büyümesine inanan herkesin olduğu bir gerçeklik var. Bu rant ve talan politikasına karşı bizler bir direniş örgütledik. Aynı zamanda emekliler Türkiye toplumunda ciddi bir yer tutuyor. EYT meselesi bir direnişe döndü. KHK’yle yüzbinlerce arkadaşımızın hayatında ciddi değişimler ve mağduriyetler oldu. Ama KHK’nin kendisi de bir direniş alanına dönüştü. Kadın mücadelesi uğradığı bütün saldırılar karşısında çok genişledi, güçlendi ve direniş mevzisine dönüştü. Sözün özü bu iktidarın bize saldırdığı her başlığı biz direnişe çevirdik. Bu direniş bugün kazanmaya, Türkiye siyasetine yön vermeye, söz söylemeye ve yönetmeye aday.

Zaferin durağı Yeşil Sol Parti

Bugünkü adımız Yeşil Sol Parti. Arkamızda çok kadim ve güçlü bir mücadele var. Yeni durağımız Yeşil Sol Parti olabilir, biz bunu bir anlamda zaferin durağına çevirmek durumundayız. Mücadelemizi böyle yürütüyoruz. Eskişehir aynı zamanda öğrenci ve gençlik kenti. Aynı zamanda Ali İsmail Korkmaz’ın katledildiği kent. Gezi Direnişinde birçok arkadaşımız sokaktaydı, toplumsal demokratik muhalefeti yükselten arkadaşlarımız. Ama biz aynı zamanda Eskişehir’de arkadaşlarımızın yaşadığı sıkıntıları hem siyasal hem de ekonomik anlamda görüyoruz. Yine tek adam rejiminin beyannamesinde gençlere geleceksizlik dayatılıyor. Bu konuda iki vurgu vardı. Birincisi mülakatı kaldırıyoruz diyorlardı. Düşünün Türkiye’de KPSS birincisi olan arkadaşımız mülakatı geçemedi. Bu tablo da AKP’nin fotoğrafı.

Gençleri zaferin öznesi olmaya davet ediyoruz

Gençliğe vaatleri de 10 GB ücretsiz internetmiş. Buradan baktığımızda meselenin ne olduğu görülüyor. “Biz iade edelim, daha fazlasını verelim diyor” genç arkadaşlarımız. Gerçekten de öyle. Hem eğitim-öğretim sisteminin anti demokratik uygulamaları hem barınma sorunu ciddi bir ekonomik sorun. Bu anlamda gençlerin hem siyasete dahiliyetini engelleyen hem de daha müreffeh bir hayat kurmalarını da engelleyen bir pozisyonda. O yüzden biz gençlere bir gül bahçesi vadetmiyoruz ama kuracağımız yeni dönemde, kuracağımız gül bahçesinde ortak hareket etmeyi vadediyoruz. Hatta onların öncü olmasını istiyoruz. Buradan da genç arkadaşlarımızı bu siyasetin öznesi olmaya davet ediyoruz.

Demokratik Cumhuriyetin kurulması kaçınılmaz olarak önümüzde duruyor

Çok kritik bir seçim 14 Mayıs seçimleri. Bizim açımızdan bir anlamda birlikte geçirdiğimiz yüzyılın da muhasebesi. Nasıl bir muhasebe; yok sayılan Kürtler adına, Aleviler adına, sömürülen emekçiler adına, gençler adına, Türkiye’de ötekileştirilen ve yok sayılan bütün kesimler adına bir muhasebe. Bu açıdan baktığımızda; tüm öteki kimliklerin kurucu özne olduğu bir siyasetin, Demokratik Cumhuriyetin kurulması kaçınılmaz olarak önümüzde duruyor. Biz buna adayız. Türkiye’de ve Kürdistan’da sahada yürüttüğümüz çalışmalarda bizimle birlikte buna aday olan, bu anti demokratik siyasete müdahale etmek isteyen, bu siyaseti toplumsallaştırmak isteyen çok ciddi mücadele dinamikleri var. Bir anlamda sürgünde yaşayan arkadaşlarımız da bu sürecin bir parçası. Bugün itibariyle oy kullanma süreci başladı. AKP-MHP iktidarının, tek adam rejiminin bütün saldırıları karşısında bulunduğumuz bütün cephelerden sesimizi yükselttik.

Bugüne kadar yürüttüğümüz mücadelelerin şimdi kazanıma evrilmesi lazım

Bir kayyım rejimi karşımıza çıkarıldı. Özellikle Kürdistan’da hem kadın politikalarını hem de Kürt halkının iradesini hedef alan kayyım politikalarına karşı ciddi bir direniş gerçekleşti. Yine haksız bir şekilde yürütülen bir Kobanî Kumpas Davası var, bu davada yargılanan arkadaşlarımızın cezaevinde gösterdiği bir direniş var. Sürgünde olan, topraklarını terk etmek zorunda kalan arkadaşlarımızın direnişi var. Bütün bunların toplamı kazanmayı kaçınılmaz hale getiriyor. Bize düşen kapı kapı dolaşıp Yeşil Sol Parti’yi anlatmak, sandığa gidip oyumuzu kullanmak, oyumuza sahip çıkmaktır. Ayrıca her birimiz en az iki oy kazandırmalıyız. Bugüne kadar büyük bedellerle yürüttüğümüz mücadelenin bir kazanıma evrilmesi gerekiyor. Bu sonuçta halkın kazanmasıdır. Bu seçim iki güç arasında yürütülüyor, iktidar ile toplum arasında yürütülüyor. Toplum kararını vermiş durumda; siyaseti değiştirmek ve siyasetin öznesi olmak için ciddi adımları var, ciddi müdahalesi var. Biz de bu sürecin ancak yürütücüsü ve emekçisi olabiliriz. Kendimizi de böyle tarif ettik. 14 Mayıs’a sayılı günler kala her birimizin emeğinin bir kazanıma dönüşmesini ve bu kazanımın da kalıcı kazanımla sonuçlanmasını diliyorum. Buradayız, birlikte değiştireceğiz. Bir aradayız ve birlikte kazanacağız. Hepimizin yolu açık olsun.

27 Nisan 2023