
MYK Üyemiz Beyza Üstün ve Grup Başkanvekilimiz Ahmet Yıldırım, referandum çalışmaları kapsamında Antalya’da düzenlenen mitinge katıldı. Binlerce kişinin ‘hayır’ sloganları eşliğinde devam gerçekleşen miting konuşmalarından öne çıkanlar şöyleydi:
Beyza Üstün:
Barış için birlikte olan bütün demokrasi güçleri 7 Haziran’da dedik ki; biz bu topraklarda eşit ve özgür yaşayacağız. Sizin saldırgan, erkek sisteminizi aşacağız dedik ve devam ediyoruz. 16 Nisan’da onlara bir kez daha hayır diyoruz.
Köylüler, “şirketlerinizi sokmayacağız” dediler örneğin. “Biz bu topraklarda eşit ve özgür yaşayacağız dedik”, anlamadılar. Sözümüz net, biz bu topraklarda eşit ve özgür yaşayacağız. Bütün halklar, birlikte yaşayacağız. Anlamasalar bile her defasında direneceğiz ve onlara hayır diyeceğiz.
Kadınları görmek istemiyorlar
Biz kadınları görmek istemiyorlar. Torununa bakan anneanneye bir lokmalık para verdiler. Kaç çocuk doğuracağımıza karar vermeye çalışıyorlar. Kabul etmiyoruz. Kadınlar her alanda olacak. Onların dağıttıkları parayı bütün yoksul kadınlar alacak. Bu topraklar, Antalya kadına şiddeti defalarca gördü. Bu erkek egemen sistemin dolandığı her yerde kadınlar şiddete maruz kalıyor. Eğer bir kadın gecenin herhangi bir saatinde minibüste olduğu için tecavüze uğruyorsa, biz kadınlar bunu kabul etmiyoruz.
Biz bu topraklarda emeğin sömürülmesine karşı olduğumuz için hayır diyeceğiz. Birileri para kazansın diye işçiler ölüyor. Son yıllarda savaştan kaçarak gelenleri daha çok sömürüyorlar. En son işçi ölümlerinden büyük bir kısmı mülteci, onların da büyük kısmı çocuklar ve kadınlar. Biz kadınlar olarak, işçiler olarak çalışırken ölmeyeceğiz. Hep beraber yaşayacağımız bir sistemi öreceğiz. Bunun için emeği sömürenlere bir kez daha cevabımızı vereceğiz.
Çocuklarımızın geleceği için, 16 Nisan’da hayır diyeceğiz. Biz barışı, yan yana duruşu inşa edeceğiz. Bunu parlamentoda yapmaya kararlıyız. Meclis’i yok sayan, kadını yok sayan, çocuğu istismarlara köle eden anlayışa hayır diyeceğiz.
Ahmet Yıldırım:
15 yılın sonunda artık ömrünü doldurmuş, halkın desteğini kaybetmiş bir parti ve onun cumhurbaşkanı yeni bir rejim tesisi etmek istiyor. Onlar bu toplumu akademisyeniyle, aydınıyla Alevisiyle, Sünnisiyle, Türküyle, Kürdüyle hem hakir gördüler hem aşağıladılar. Biz onların dilini asla kullanmadık. 7 Haziran’da iktidarı kaybettiler diye ülkenin başına getirmedikleri kalmadı.
Biz HDP ve HDP’yi oluşturan bileşenler olarak, seçimse seçime giriyoruz, referandumsa referanduma giriyoruz. Ama TV’lere çıkanlara bir bakın sanırsınız ki referandum değil savaş var. Birbirine yalancı demeyen, birbirine hakaret etmeyen yok. Biz kimseye kötü söz söylemeyeceğiz.
Bizim tüm referandum bütçemiz bunların billboard parasıdır
Biz geleceği örgütlemeye talip olmuş bir partinin temsilcileriyiz. Bu kadar lüks, bu kadar israfın olduğu, bu kadar görsel kirliliğin olduğu, şatafatın olduğu bir ortamda bu kadar yoksulluk var. Yazıktır. Biz mütevazı bir bütçeyle hareket ediyoruz. 66 ilde referandum çalışması örgütledik. Bizim 66 ildeki çalışmalarımızın toplam maliyeti bunların sadece bir kentteki billboardların parasıdır. Bunların harcadıkları bir de yoksulların cebinden çıkıyor. Sözüm ona temel atma töreni, açılış töreni, harç yok, kurdele yok. Başlıyor referandum, bitiyor referandum. Devletin uçakları arabalar. Biraz bu dinden nasibini alanlar, bunun hesabının sorulacağını bilmeliler. Varsa paranız, cebinizden harcayın.
"Evet” son 2 yılı onaylamaktır
16 Nisan’da Allah muhafaza, evet çıkarsa son 2 yılda bu ülkede ne kadar kan akmışsa, Türkü Kürdü ne kadar genç ölmüşse, ne kadar açlığa, yoksulluğa bulaşmışsa, bunlar artarak devam edecek ve kalıcılaşacaktır. 16 Nisan’da beyazdaki evet savaştır, kahverengideki hayır barıştır. Beyazdaki yoksulluktur, kahverengideki zenginliktir. Biri iyiliktir, biri kötülüktür. Biri kadın cinayetleri, çocuk istismarlarıdır, diğeri toplumsal cinsiyet eşitliğidir.
Cumhurbaşkanı 1 Nisan şakası yapmış
Cumhurbaşkanı 1 Nisan şakası yapmış, Diyarbakır’da. “Ben belediye başkanlığı elinden alınmış bir kardeşinizim” demiş. İnsanda biraz ar damarı olur. Bunu söylediğin yerdeki bütün belediye başkan ve yöneticilerini içeri atmışsın. Sanırsınız ki Cumhurbaşkanı 1 Nisan şakası yapmaya gitmiş.
Gençleri hapsetmek için Meclis’e çağırıyor
Neymiş gençleri Meclis’e çağırıyormuş. Niye biliyor musunuz? Hapse atmak için. Çünkü en genç milletvekilleri hapiste, en genç liderler hapiste. Git aynaya bak, en yaşlıları oraya doldurmuşsun. Oysa HDP en genç, en fazla kadının olduğu, en fazla farklı kimliği barındırdığı partidir. Çünkü HDP Türkiye’dir.
Cezaevlerindeki mahpuslar size emanet
Açlık grevi Şakran’da 56. Günde, kritik aşamada. En son dönüşümlü olarak Antalya’daki açlık grevi süresiz ve dönüşümsüze çevrildi. Buradan Adalet Bakanı ve Hükümete çağrı yapıyorum. Onlar size emanet. Talepler bir an önce kabul edilmelidir.
Dünya 5’ten, 80 Milyon da 1’den büyük
Bu paket Türkiye’nin paketi olamaz, 80 milyonun paketi olamaz. AKP’ye bakanlık, meclis başkanlığı, başbakanlık yapmış olan ve AKP’den Cumhurbaşkanı seçilmiş olanların ikna edilmediği bir paket. Bu paket Gül’ü, Davutoğlu’nu, Arınç’ı ikna etmediyse bizi ikna edemez.
Ne diyor dünya 5’ten büyüktür. Birader sen de kabul et ki 80 milyon da 1’den büyük, bu ülke senden büyük.
Binali Yıldırım kabine girip hayır’a basacak
Ben inanıyorum ki Binali Yıldırım kabineye girdiğinde eminim ki hayır’a basacak. Bir Başbakan kendi siyaset hayatının sonunu getirecek bir paketi onaylar mı? Akıl var, izan var. Kendi siyasi hayatını bitirecek bir pakete kim onay verebilir.
Dilimizi, kimliğimizi mağazadan almadık
Ben referandum sürecinde 26 il ve ilçe gezdim. Geçtiğimiz yerlerde referandum şarkıları Kürtçe. Bunlar 80 milyon tekiz diyor. Biz tek değiliz ama farklı olmamız birlik olmamız önünde engel değil. Biz farklığız ve birlikte yaşayabilecek bir geçmişe sahibiz. Biz Türküz, Kürdüz, Arabız, Aleviyiz, Ermeniyiz. Dilimizi, kimliğimizi gidip mağazadan almadık, sınavla da kazanmadık. Kimin ne haddine benim dilimi, inancımı yasaklamak.
11 Nisan 2017