Mardin'in Nusaybin ilçesinde Filistin ile dayanışma, Rojava'daki çete saldırıları ile kadına dönük taciz ve tecavüzü protesto etmek amacıyla yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, Almanya Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke, Nusaybin Belediyesi Eş Başkanları ile yüzlerce yurttaş katıldı. Midyat Caddesi üzerinde Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş için açılan seçim bürosunun önünde bir araya gelen ve çaldıkları êrbaneler eşliğinde yürüyüşe geçen kadınlar, kitlesel bir şekilde Gülşilav Kadın Danışma Merkezi'ne kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından açıklama yapan Gülşilav Kadın Danışma Merkezi Sosyologu Sadiye Aksoy, 16 Temmuz'da Rojava Cizre sınırında, sınırı geçmek isteyen bir kadının askerler tarafından tutulduğu ve daha sonra da tecavüze uğradığını hatırlatarak, sınırlarda yapılan bu tecavüzün ilk olmadığını dile getirdi. Kadınlar ve çocukların üzerindeki baskıcı sistemin gerçekleştirdiği saldırılara dikkat çeken Aksoy, kadınlar ve çocuklar üzerinden yapılan bu suçların insanlık suçu olduğunu kaydetti. Devletin kadınlara yapılan her çeşit katliam, taciz ve tecavüzü savunduğunu söyleyen Aksoy, zulme, tacize, tecavüze uğrayan kadınların, katledilen halkların acıları, gözyaşı ve çığlıklarının ortak olduğunu dile getirdi.
HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım da, baskıcı güçlerin yaptıkları tecavüz ve saldırılara karşı ayakta olduklarını dile getirdi. Rojava'da, Şengal'de ve Kürdistan'ın dört bir parçasında Kürt topraklarında kimlik, kültür, varlık, özgürlük ve dilleri üzerinde tecavüz politikasını uygulandığını ifade eden Yıldırım, "Bugün Erdoğan din ve mezhep kimliği altında kendisini saklıyor. Fakat en büyük sahte dinciliği ve mezhepçiliği yapan da Erdoğan'dır. Dinini ve imanını doğru ve dürüst bir şekilde savunan ve sahip çıkan halkımızdır. Sahte ve yalan dolanların altında dini kullanarak Şengal'deki halkı katliamdan geçiriyorlar. Kürt halkı olarak bu vahşeti asla kabul etmeyeceğiz ve hesabını soracağız" dedi.
06.08.2014
HDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım da, baskıcı güçlerin yaptıkları tecavüz ve saldırılara karşı ayakta olduklarını dile getirdi. Rojava'da, Şengal'de ve Kürdistan'ın dört bir parçasında Kürt topraklarında kimlik, kültür, varlık, özgürlük ve dilleri üzerinde tecavüz politikasını uygulandığını ifade eden Yıldırım, "Bugün Erdoğan din ve mezhep kimliği altında kendisini saklıyor. Fakat en büyük sahte dinciliği ve mezhepçiliği yapan da Erdoğan'dır. Dinini ve imanını doğru ve dürüst bir şekilde savunan ve sahip çıkan halkımızdır. Sahte ve yalan dolanların altında dini kullanarak Şengal'deki halkı katliamdan geçiriyorlar. Kürt halkı olarak bu vahşeti asla kabul etmeyeceğiz ve hesabını soracağız" dedi.
06.08.2014