
Grup Başkanvekilimiz Ahmet Yıldırım, Mecliste düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yıldırım, şöyle konuştu:
Eş genel başkanlar ve milletvekilleriyle ilgili hukuk garabeti devam ediyor. Her duruşmada hukuk normlarının ayaklar altına alındığına tanıklık ediyoruz. Baluken, 30 Ocak’ta asıl mahkemesinde 3 üyenin ortak oyuyla tahliye edildi. Ancak herhangi bir atama dönemi olmamasına rağmen şu anda Baluken’i tahliye den mahkemenin yerinde yeller esiyor. Mahkemenin başkan ve üyeleri ya sürüldüler ya da tenzili rütbe edilerek görevlerinden uzaklaştılar. Bu hakimler hukuka bağlı oldukları için iktidar tarafından bedel ödetilen bir pozisyona itildiler.
Siyaset yapmaktan vazgeçmeyeceğiz
Şırnak Milletvekilimiz Ferhat Encü, tutuklu olduğu dosyadan tahliye edilmiş ancak birkaç gün sonra tekrar AKP’nin talimatıyla bitişik odadaki başka bir hakim tarafından tutuklanmıştı. Geçen hafta da 4 yıl 7 ay hapis cezası verildi. Ferhat Encü neye binaen 4 yıl 7 ay ceza aldı? İktidarın kuyruğuna takılmış, korku politikalarına boyun eğmiş basında belirtildiği gibi ne bir örgüt bağlantısı ne de silah taşıma vardır. Encü sokakta yürüyüşe katıldığı için, halkıyla birlikte olduğu için ceza almıştır. Sokakta yürümek ve konuşma yapmak gerekçesiyle 4 yıl 7 ay ceza verildi. Bir vekil sokakta halkıyla yürümeyecekse, kentin tüm alanlarında var olmayacaksa, konuşmayacaksa ne yapacaktır? Bizden siyaset dışı başka işler yapmamızı bekliyorlar ama biz bu faşizme rağmen siyaset yapmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Alınan cezalar daha önce temyiz edilir ve Yargıtay’da görülürdü. Ama şimdi, bölge istinaf mahkemeleri 1 ay gibi kısa bir sürede, şekli bir incelemeyle bu cezaları onaylıyor. Şimdiye kadar partililerimizle ilgili onlarca 5 yılın altında verilen cezaların 1 tanesi dahi esastan ya da usulden bozulmuş mudur? Bunu araştırmanızı rica ediyorum. Çünkü bölge istinaf mahkemeleri partililerimizi cezalandırmak üzere kurgulanmıştır. 5 yılın altında ceza verip vekillikleri düşürmek için.
Çavuş cesaretini nereden alıyor?
Dün Dersim Milletvekilimiz Alican Önlü’nün aracı ne olduğunu anlamadığımız, örgütsel bağlantısını çözemediğimiz bir çavuş tarafından durdurulmak istendi. Biz araçlarımızı bir ulaşım mekanizması olarak kullanırız. Yasama dokunulmazlığımızı, ne idüğü belirsiz bir astsubaya çiğnettirmeyiz. Küstahça tavırlarla, ruhunu 15 Temmuz darbeci zihniyetten alan, örgütsel bağlantısı da oraya tekabül eden astsubay cesaretini nereden almaktadır?
Mesele Kürtler olunca AKP ve Gülen ortak
Bu çavuş ya bir şeyi gizlemek istiyor, dibi ıslak oturduğu yerden kalkmıyor ve kendini ispat etmek istiyor. Ya da Kürt düşmanlığını terfi sebebi olarak sayan çarpık bir iktidar zihniyeti bu çavuşa bu işleri yaptırıyor. Bu saatten sonra bu çavuşun Gülenci olup olmadığı noktasıyla ilgili değiliz. Çünkü tüm Meclis çalışmalarında açığa çıkan cevaplarda da görülmüştür ki mesele Kürtler olunca AKP ve Gülenciler ortaktır. Sadece zihinsel değil bugün dahi pratik ortaklıkları devam ediyor.
Milletvekillerimize cevap veren hakim ve savcıların çoğu bu suçtan tutuklu. Savcılar iktidar tarafından terörist ilan edilmiş. İktidar bu yapıyla ortaktır. Soruyoruz, bu çavuşun arkasında kim var? Arkasındaki ilk kişi Vali. Dersim’i Tuncelileştirmek ve AKP’lileştirmek üzere görevlendirilmiş. En yüksek hayır oranının çıktığı ilde sömürge mantığıyla yönetmek neye tekabül eder? O halkın milletvekiline, iradesine, siyasi eğilimine saygı duymamak ne anlama gelir? O çavuşun arkasında duranlar 15 Temmuz’un arkasında duruyor demektir.
Meclis Başkanı’nın haberi var mı?
Bu çavuştan Meclis başkanının haberi var mıdır? İçişleri Bakanının bu çavuştan haberi var mıdır? Bu hukuksuzluktan beslenen çavuştan, Anayasa’nın ihlal edildiğinden haberiniz var mıdır? Eğer bu çavuşla ilgili etkin soruşturma yürütülmez, işlem yapılmazsa bir gün bunun arkasındaki bağlantılar yargı önünde sorulacaktır. Bu çavuşun komutanı darbecilikten içeride. Bu çavuş, 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlarla aynı zihniyette. Onunla ilgili tasarrufta bulunmayanlar da 15 Temmuz’un arkasında duruyor demektir.
Çavuşla ilgili işlem yapmamak darbeyle ortaklıktır
Kimse kalkıp iradeden bahsetmesin. Bir ülkenin iradesi parlamentodan başlar. Yasama organının üyelerine saygı duymayan, hukuktan nasibini almamış bir çavuşun yanına bunu bırakmak ancak darbeyle ortaklıkla ilgisi olabilir. Onun terörizmden içeride olan ordu komutanıyla ortaklıkla ilgisi olabilir.
Kayyumların utanç duyulacak uygulamaları
Dünyada kayyum uygulaması bir idare biçimi midir? Yönetsel olarak kayyumluk neye tekabül etmektedir. Son birkaç günde kayyum atanan belediyelerin memurlar siyasi iktidar adına AKP genel başkanı adına utanç duyulacak uygulamalara imza atmışlardır.
AKP boğazına kadar darbeciliğe saplandı
Van Çatak’ta yapılan köprü kayyum tarafından yıkıldı. Bir yanda cumhuriyetin vizyon projeleri dediğiniz köprüler için doğa katliamı yapacaksınız, milyonlarca dolar harcanacak, köprüyü kullanan olmayacak. Hazine garantisi verildiği için de ciddi ödemeler yapılacak. Öte yandan halkın ihtiyacını gören, kentle kırsal arasında bağlantıyı sağlayan bir köprü niye yıkılır? Bir köprü savaş ortamında yıkılır. Düşman bellediğiniz insanlar faydalanmasın diye yıkılır. AKP iktidarı boğazına kadar darbeciliğe saplanıp kalmıştır ve 90’lı yılların politikalarını uygulamaya başlamıştır.
AKP’li kayyumlar 3. heykeli de hafta sonu yıkmıştır. Heykeller sanat eserleridir ve mutlaka anlatısında bir toplumsal öykü vardır. Kızıltepe kayyumu 12 yaşında 13 kurşunla öldürülen masum bir çocuğun heykelini yıkmıştır. Uğur Kaymaz’ın öldürülmesine ilişkin dava ise cezasızlıkla sonuçlanmıştır. Heykel yıkmayı marifet sayan bizim bildiğimiz bir IŞİD var. IŞİD Ortadoğu’nun en önemli eserlerini imha etti. Bir toplumsal acıya tekabül eden heykelleri, yıkan AKP ne amaçlıyor? Bir heykel anca faili olunduğu için o toplumsal acıyı unutturmak aklınca delili ortadan kaldırmak için yıkılır. Uğur Kaymaz 12 yaşında 13 kurşunla öldürülmüş bir çocuktur. Aynı şekilde, Diyarbakır’da kayyum Roboski anıtını yıkmıştır. Bu olayların tamamı AKP iktidarı tarafından yıkılmıştır. Orhan Doğan Anıtı, Uğur Kaymaz Anıtı, Roboski Anıtı literatürde olmayan kayyumlar eliyle yıkılmıştır. Halkla gönül bağı kurmayan, merkezden 3 imzayla atanan bu kayyumların uygulamalarını unutmayacağız.
AİHM’in kararı problemli
7 kişilik bir OHAL komisyonunun kurulmuş olması 11 aylık sonu gelmez hukuksuzlukların mağduriyetlerini kapatmak için asla şifa olacak bir hukuki yapı değildir. Herhangi bir derde deva olmayacaktır bu komisyon. 7 kişi 100 binin üzerindeki dosyayı nasıl inceler, hangi sürede bitirir, ne kadar sağlıklı olur. Şekli bir komisyondan başkaca bir şey değildir.
Bugün AİHM’in verdiği karar da alabildiğine problemlidir. Meclis’in kapatılmak istenmesi AKP’nin ülkeye dair akış açısının sorunlu olduğunun göstergesidir. Biz Meclis’in kapanmaması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü ülkenin gündemi AKP’nin suni gündemi değildir. Ülkenin gündemi ekonomik, diplomatik krizlerin ülkeyi sarmalamış olmasıdır. Meclis’in açık tutularak toplumsal meselelere çözüm bulunması gerekmektedir.
Yıldırım, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
AKP Genel Başkan Yardımcısının eşinin, Cumhurbaşkanı ile sohbeti sonrası bedelli askerlikle ilgili Twitter'da bir paylaşımı oldu. Sizin bedelli askerlikle ilgili düşünceniz nedir?
Soruda kaynak gösterdiğiniz kişinin AKP’li bir ismin eşinin cumhurbaşkanıyla görüşmesi bu bedelli askerlik tartışmalarının arkasında aslında ne olduğunu gösteriyor. Keşke şehit ve gazi aileleriyle görüşmesinde söylemiş olsaydı. Bir AKP’linin eşinin üzerinden bu bilginin yayılması amacı ortaya koyuyor. Ben size Iğdırlı Sefter Taş’ı hatırlatayım. IŞİD’in diri diri yaktığını iddia ettiği, bu ülkenin ordusunun üniforması olan yoksul bir asker. Orada diri diri yakılacak yoksul evlatlar, El Bab’da 100’ün üzerinde can toprağa düşecek, bir yandan geçen perşembe Katar’a asker gönderme kararı alacaksınız. Eş Genel Başkanımızın söylediği gibi, siz hiç boğazda bir yalıya evladı yaşamını yitirdiği için Türk bayrağı asıldığını gördünüz mü? Son bir yılda hayatını kaybeden askerlerin evlerinin derme çatma olması ne anlama gelir?
Askerlik zorunlu olmaktan çıkmalıdır. Zengin, yoksul kim istiyorsa gitsin. Askerlik gönüllülük temelinde olmalıdır. AKP’ye yakın olanları rahatlatmak için kurgulandığını biliyorum. Son 15 yılda çıkan tüm bedelli askerlik düzenlemelerinde olduğu gibi. Tekrar edeyim, bir holding sahibi, bir fabrikatör, bir bakan, bir milletvekili çocuğunun hayatını kaybettiğini duydunuz mu? Çünkü onlar Mehmet Ağa’dır, paralarını verirler, onlar için çıkarılan yasalarla askerliklerini yaptırırlar. Onların çocukları biriktiği anda onlar için yasa çıkarılır.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 95. Gününe geldiler. Bu konudaki değerlendirmeleriniz nedir?
Kendilerinin direnişi, mücadelelerinin büyüklüğü önünde mahcubuz. Onların dışarıdayken açlık grevlerine başlama gerekçeleri tüm vicdanları sızlatmıştır. İşimizi istiyoruz dediler ki bundan daha meşru bir şey olamaz. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutukluluk hali hepimizin tüm siyaset kurumunun mahcubiyeti ve utancıdır. Bir an önce serbest bırakılmalılar. Kritik aşamaya varmadan önce tedavilerinin yapılması ve elbette taleplerinin kabul edilmesi gerekir.
Darbe Komisyonunun raporuna ilişkin muhalefet şerhini sunmak için son gündü. Partinizin tavrı ne olacak?
Darbenin siyasi ayağının araştırılmasıyla ilgili önergemiz AKP oylarıyla reddedildi. Darbe komisyonu ne bir yasama faaliyeti yürütür ne bir hukuki çalışma yürüttü Darbe komisyonun başkanı bu yapıyla iltisaklıdır. Başkan vekili de örgütün başındaki isme övgüler düşmüştür. Darbe komisyonu şişeden cin çıkarmıştır. Darbecileri rahatlatan bir rapor hazırlamıştır. Darbe komisyonu ancak siyasi bağlar ortaya çıkarılmasın diye inceltilmiş bir çalışma yürütmüştür. Darbe komisyonu kurulduğunda AKP’nin siyasi bağlantıları tartışılırken AKP kurdu. Darbecileri aklamaya siyasi bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışan bir koalisyon olmuştur.
Bülent Arınç ve Kadir Topbaş’ın damatlarının serbest bırakılmasına ilişkin değerlendirmeleriniz nelerdir?
AKP Genel Başkanının daha önce birlikte yol yürüdüğü ve siyaseten ayrı düştüğü kişilere karşı gözdağı verip teslim alma operasyonu olduğunu düşünüyorum. Mesele damat değildir. Kayınbabalarının muhalefet etme ruhlarını teslim alma amaçlıdır. Alınmaları da bırakılmaları da projedir.
12 Haziran 2017