Yüksekdağ: 10 Ekim Katliamının duruşmasında söylenenleri bir yıl önce söylediğim için yargılanıyorum


Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, 10 Ekim Barış Miting katliamının ardından katıldığı cenaze töreninde yaptığı konuşmadan dolayı hakkında açılan davanın duruşmasına SEGBİS ile bağlandı.

Mahkemeyi partimiz adına, Bitlis Milletvekilimiz Mizgin Irgat ve Kadın Meclisi Genel Koordinasyonu Üyesi Sultan Güneş Özcan ve il örgütü yöneticileri takip etti.

Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada Yüksekdağ şunları ifade etti:

Ben Türkiye’nin Meclis’teki 3. büyük partisinin milletvekiliyim. Halen dokunulmazlığım devam etmektedir. Sözlerimin yargılamaya konu olması hukuki garabetin bir göstergesidir. Sözlerim bir "suç" değildir. Hedef alınarak tutuklandık ve sözlerimiz siyasi iktidar tarafından "suç" olarak sayılmaktadır. Ancak darbenin hüküm sürdüğü ülkelerde milletvekilleri tutukludur, bu bir utanç tablosudur. Benim utancım değildir bu.

Yargılanma konusu edilen 10 Ekim Katliamı'na dair konuşmak istiyorum. Esas yargılanması gereken benim 10 Ekim katliamından sonra sarf ettiğim sözler değildir. Esas yargılanması gereken bu katliamın sorumlularıdır. Başta Adana’da olmak üzere 10 Ekim’de katledilen tüm canlarımızı saygıyla anıyorum. 

Siyasi iktidar halkımızın bu acısını paylaşmak yerine, sadece ben değil bu cenazelere katılanlar hakkında da soruşturma açtı. Hala yüzlerce insan tutuklu. Sadece barış isteyenlerin cenazesine katıldık diye tutuklandık, en büyük haksızlık budur. Katliam sonrası halkımızın doğal tepkisinin sözcüleri olduk, eleştiride bulunduk. Bu bizim görevimizdir.

Asıl 10 Ekim Katliamı'nı gerçekleştirenler yargılanmalıdır. 10 Ekim yargılamalarında ortaya çıkan ibretlik ifadelerin üzerine gidilmesinin Türkiye’de bu haksızlığın ortadan kaldırılmasında en önemli adım olacağını düşünüyorum. Son 10 Ekim yargılamasında sanıklar çok açık itiraflarda bulundu. Devlet görevlilerinin bu katliamdaki sorumluluğu, işbirliği, yönlendiriciliği konusunda çok açık beyanlarda bulundular. Bunu ben söylemiyorum, bunu mahkeme kayıtları söylüyor. Ben 10 Ekim Katliamı'nın duruşmasında söylenenleri bir yıl önce söylediğim için yargılanıyorum. Yargılanması gerekenin ve hesap vermesi gerekenin kim olduğu açıktır. Bu katliamı gerçekleştirenleri açığa çıkartmayan siyasetçiler esas yargılanmalıdır.

Barış şehitlerine her türlü baskı altında sahip çıkacağız

Katliamda yaşamını yitiren barış şehitlerini saygıyla anıyorum. Barış şehitlerinin ailelerine selamlarımı iletiyorum. Türkiye’de barış ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin değerlerine her türlü baskı altında sahip çıkacağız. Biz bir söz verdik barış şehitlerine, onların istediği barışı sağlamak sözünü verdik. İster içeride ister dışarıda olalım, barış ve özgürlük mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.

Son olarak, iddiaların mesnetsiz olduğunu ve siyasilerin yönlendirmesiyle açılmış bir dava olduğunu görüyorum. Siyasi kimliğim nedeniyle yargılanmam büyük bir ayıptır. Bu ayıp ortadan kaldırılmalıdır. Yargının siyasetin baskı aracına dönüştürülmesine karşı direnç gösterilmesi gerekir. Siyaset kurumu bütün yargı mekanizmasını kendi siyasi amaçlarına alet etmeye çalışıyor. Bizim gibi muhalif siyasetçiler üzerindeki baskı ve otoritesini tesis etmek için yargıyı kullanmaya çalışıyor. Türkiye yargısı çok önemli bir sınavdan geçiyor. Yargı bağımsız karakterini ortaya koymalıdır.

8 Aralık 2016