
Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, DBP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel, MYK üyemiz Ali Kenanoğlu, İstanbul İl Eşbaşkanımız Aysel Güzel, İstanbul milletvekillerimiz Filiz Kerestecioğlu ve Garo Paylan, geçtiğimiz günlerde kimliği belirsiz kişilerce silahlı saldırıya uğrayan Garip Dede Dergahı’nı ziyaret etti.
Yüksekdağ, ziyaretleri sırasında şunları belirtti:Türkiye’de farklı inanç ve kültürlerin kendilerini yaşatmasına ve sürdürmesini istemeyen bir egemen anlayış var. Ne yazık ki bu saldırılar, bu egemen anlayış ve egemen siyasetten besleniyor. İnanç alanında da tek tip olmak dayatılıyor. Bu dergah, çok uzun yıllar boyunca her şeye rağmen var olmuş, bu varlığını sürdürmüş bir inanç merkezi aynı zamanda. Ben Alevi toplumunun esas gücü ve dirayetini de buradan aldığını düşünüyorum. Her şeye rağmen var olmak, her şeye rağmen tekleşmemek… Bu sadece Alevileri Alevi yapan değer değil, insanı insan yapan değerdir. Son gelişen saldırılar karşısında bir arada duracağız, birbirimize güç vereceğiz. Bu zorlu dönemlerden geçerken en önemli gücümüz yan yana durmamızdır.
Biz ne egemen siyasi güçlerin taşıdığı silahları taşıyoruz ne de darbecilerin sahip olduğu güce sahibiz. Tek gücümüz değerlerimize ve birbirimize olan sadakatimiz.
Dün de Alevi halkının eşit yurttaş olma mücadelesinin yanındaydık bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğiz. Bunu bir nezaket ziyareti olarak görmeyin. Her şeyimizle her zaman yanınızdayız. Alevi toplumu dayatılan karşısında korkuya düşmesin, kendi değerlerine sahip çıkarken çekince yaşamasın. Çok zorlandığımız bir zamandan geçiyoruz. Ama bizler çoğul bir gücüz, yan yana geldiğimizde birçok şeyi değiştirebiliriz. Siyasi iktidar Alevi toplumunu hedef tahtasına oturtan gerilim üreten, provokasyon üretebilecek bir dil kullanıyor. Bu tehlikenin hep birlikte bertaraf edilmesi gerekiyor. İnanç kurumlarının bağımsızlığı bizim için tartışmasızdır. Ama bir saldırı söz konusu olduğunda, inanç kuruluşlarının üzerine bir karanlık gölge düştüğünde hepimiz bir olup bu gölgeye bu karanlığa karşı gözümüzü karartarak mücadele ederiz. Alevi toplumu bu karanlık içerisinde birilerinin heveslendiği gibi yok edilecek bir halk değildir.
Darbe döndü dolaştı yine Alevileri, Kürtleri, işçileri emekçiler vurdu. 15 Temmuz gecesi bir taraftan darbeciler püskürtülürken diğer taraftan Alevi mahallelerine dönük çok provokatif saldırı girişimi yaşanıyordu. Birileri bu saldırılarla Türkiye’yi çok daha büyük bir provokasyona sürükleme hesapları yapıyordu. Biz tüm bu hesapları bozacağız. Sizlerin de bu konudaki duruşunu, dirayetini selamlıyorum, geçmiş olsun diyorum.