
Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ'ın, Kandıra Cezaevi'nden Kadın Meclisimize gönderdiği, siyasal gelişmelere dair değerlendirmelerini ve kadınlara mesajını içeren mektubu:
Sevgili kadınlar, hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyor özlemle kucaklıyorum. Biliyorum ki, bugün aranızda olamasam da özgür kadın ruhu bizleri birbirimize bağlıyor. Çünkü özgür kadın ruhu ne mesafe tanır ne engel, ne hapishane… Sizler dışarıdaki hapishaneyi özgürleştirmek için canla başla çalışırken bizler içerideki hapishaneye cebimizde getirdiğimiz özgürlük tohumlarını ekiyoruz. Bulduğu her toprak zerresinden yeşeren betonun her çatlağından taptaze başkaldıran tohumlar büyüyor.
Gördüğünüz gibi artık mücadelenin dışarısı içerisi kalmadı. Her yerde her zamanda esaret dayatanlara karşı her yerde ve her zamanda özgürlükçü direniş hattını pekiştirmek zorundayız. Kadın özgürlük hareketi bizim için daima bu direniş hattının ana ekseni oldu. Aklımız ve ruhumuzun beslendiği bu merkez, bizleri her zaman güçlü kıldı. Bütün darbelere karşı dayanıklılığımızı da bu ana merkezin gücünden alıyoruz.
Hepinizin çok zor koşullarda çalıştığını, adeta bir irade savaşı verdiğini biliyorum. Ama bu çaba boşa gitmiyor. Partimizin ve halkımızın çok yönlü saldırı ve kuşatma altında olduğu bu günlerde kadınlara özgü dayanışma ve dirayet güzel zamanlara uzanan yol oluyor.
Özellikle son süreçte erkek iktidar tarafından yaratılan siyasi anafora kapılmadan kadın dayanışması ve direnişine gücünü gösteren tüm kadın hareketini de selamlıyorum. Kadın Meclisimizin önemli bir dinamiğini oluşturduğu cinsel istismar yasasına karşı direniş hareketi son dönemin en önemli kazanımını sağladı. Kadın iradesi, şiddet ve dikta dayatması karşısında ön açan ve sadece kadın kitlelerine değil tüm muhalefete nefes aldıran bir rol oynadı. Bu deneyimin titizlikle değerlendirilerek bundan sonraki yürüyüşümüze yön vermesi gerekiyor. Kadınların tüm yaşam alanlarını işgal eden yaşama hakkını gasp eden erkek egemen rejim karşısında birleşik mücadelenin alternatif kanalı olarak kitlesel kadın hareketi gittikçe belirginleşiyor. Birleşik kadın muhalefeti topluma yeni bir kanal açıyor. Bu kanaldan ilerlemek ve genişletmek tercihin ötesinde politik öncelikli bir görevdir.
Cinsel istismar yasasına karşı mücadele döneminde dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa, birlik olsa haykırışının ne kadar anlam kazandığını toplumda karşılığının oluştuğunu hep birlikte gördük. Bu yükselişin gelip geçici, sonrası olmayan bir dalga olarak algılanması isabetli değildir. Bundan sonraki dönemde de özgürlük ve birlik temasını kadın alanından sıklıkla dile getirelim. Kadınların bireysel, toplumsal kaderini hep bir erkeğin (baba-koca) tayin ettiği koşullarda siyasi olarak da kadınların kaderini yine tek bir adama teslim etmemesi çağrısı yapalım. Evden Saray’a kadar milyonlarca kadının kaderi geleceği tek adamların elinde toplanıyor. Bu kaderin kurbanı olmayacak kadınlar. Hayır diyerek kadınlar kendi kaderini tayin edecek.
Tek adamlık siyasetine karşı bizlerin en önemli siyasi argümanı çoğulculuktur, demokrasidir. Kadınlar son dönemde çoğulcu demokrasinin nasıl sorun çözücü, ön açıcı ve toplumsal vicdanı ateşleyici bir rolü olduğunu gösterdi. Evet onlar tek ve tekçi bizler çok ve birden çokun birliğiyiz. Kadınız, farklıyız, renkliyiz… Ve her sorunu çözebiliriz.
Düğümlenmiş erkek siyasetin tıkadığı, bağladığı her yolu açabiliriz. İddialı konuşmak için gerekçelerimiz olduğuna göre iddiayı ortaya koymaktan da sakınmayalım. İddialı kadınlar genellikle erkek siyaset tarafından “çok olmakla”, “çok ileri gitmekle” suçlanır bilirsiniz. Şimdi inadına “çok olma” zamanıdır. Biz kadınlar tekçiliğe baş eğmiyoruz, çok oluyoruz!
Daha çok şey söylemek hepinizle doyasıya konuşup hasret gidermek isterdim ama inanıyorum o da olacak. Kağıt, kalem ve koşulların mecburu sınırına gelmiş bulunuyorum. Yine de merak etmeyin. Aklımız ve yüreğimizin genişliğine hiçbir güç sınır çekemez.
Bu arada bizler de hapishanede alternatif kadın grubu kuracak sayı ve bileşime ulaştık. Böyle bir şeyi tercih etmezsiniz sanırım :) Şaka bir yana her gün yüreğimiz sizlerle atıyor. Bir kadın bahçesinin dallarından topladığımız umut, direnç, sevgi, neşe ve inatla bu kara günlere, soğuk duvarlara meydan okuyoruz. Bize bu gücü verdiğiniz için teşekkürler.
Tutuklu sözcümüz Besime Konca’nın, tutuklu Grup Başkanvelimiz Çağlar Demirel’in ve tüm mahpus kadın seçilmişlerin de selamlarını iletiyorum size. Tüm Kadın Meclisi, Koordinasyonu ve bileşimini selamlıyorum.
Görüşmek üzere.
Figen Yüksekdağ
Halkların Demokratik Partisi
Eş Genel Başkanı
13 Ocak 2017, Kandıra Cezaevi