Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, IMC TV'nin Gündem Müzakere programında kadın yazar, akademisyen, aktivist ve sendikacıların sorularını yanıtladı. Yüksekdağ, partimizin kadın özgürlük perspektifleri, özyönetim ve özsavunma, müzakereye geçiş sürecinin sona erdirilmesi, LGBTI politikaları, kadın istihdamı, kadına yönelik şiddetin önlenmesi, kadın örgütleriyle ortak çalışma konu başlıklarına dair sorulara yanıt verdi.
Yüksekdağ, eş başkanlık uygulamasını 'abartılı' bulanlara "Neden kadın ve erkeğin birlikte yönetmesi bir 'abartı', 'gerçekleşmesi zor' bir şey olarak düşünülüyor? Biz ütopyayı gerçeğe dönüştürmüş bir siyasi geleneği temsil ediyoruz" yanıtı verdi.
Kadının yaşadığı tüm sorunların politik olduğunu söyleyen Yüksekdağ, öncelikli olarak kadınların yönetime doğrudan katılması gerektiğini söyledi.“Kadın cinayetlerine karşı sokak ve meclis mücadelesini birleştirmemiz, her iki alanda da mücadele yürütmemiz gerekiyor. Kadınların yönetime doğrudan katılması gerekiyor çünkü kadınların yaşadığı her sorun politik. Kadınlar sadece elde ettiklerini korusunlar diye değil aynı zamanda daha fazlasını elde edebilsinler diye yönetimde olmalılar."
Her şey bir ütopyayla başlar. Biz de bu ütopyayı gerçeğe dönüştürmüş bir siyasi geleneği temsil ediyoruz. 'Belediyelerde eşbaşkanlık olmaz, idari bir şey sonuçta' diyenler oldu.
Ütopyaları gerçekleştiriyoruz
Partimizin kendisini "kadın partisi" olarak tanımladığını hatırlatan Yüksekdağ, kadından yana politikalar ile kadınlar için siyaset yaptıklarını belirtti. Eş başkanlık önerilerinin "abartılı" bulunduğu yönlü bir soruya yanıt veren Yüksekdağ, "Neden bir kadın ve bir erkeğin birlikte yönetmesi bir 'abartı', 'gerçekleşmesi zor' bir şey olarak düşünülüyor? Her şey bir ütopyayla başlar. Biz de bu ütopyayı gerçeğe dönüştürmüş bir siyasi geleneği temsil ediyoruz. 'Belediyelerde eşbaşkanlık olmaz, idari bir şey sonuçta' diyenler oldu."
Şimdi yapılıyor, üstelik kadın perspektifiyle yapılıyor. Kadınlar yerel yönetimlerde yer alarak sadece talep ve sorunlarını iletmiyorlar, bizzat gündelik yaşamın politikasını yapıyorlar Biz eskiyi tahkim etmiyoruz ki, 'yeni bir yaşam kuruyoruz' diyoruz, yeni yaşama çağırıyoruz, onu inşa ediyoruz."
Meclis’te fiili kadın örgütü kurduk
Yüksekdağ, kadın özgürlük mücadelesini büyütmek için Meclis'te Kadın Meclis Grubu kurduklarını hatırlattı ve şöyle konuştu: "Yasal bir statüsü yok, fiili yeni bir örgüt kurduk. Diğer kadın vekillerine de çağrı yaptık. Kadın Meclis Grubu'nu sadece vekillerden oluşan bir yapı olarak tasarlamadık, kadın örgütlerinin katılımına açık bir yapıdır. Bizzat ben, Kadın Özgürlük Meclisi ve Kadın Meclis Grubu için kadın örgütlerine çağrı yaptım. Bu somut bir icradır ve sürdüreceğiz."
Bir LGBTİ'nin olmaması elbette bir eksiklik, bunu kabul etmek gerekir. Biliyorsunuz LGBTİ alanıyla ilişkilenmek bir ateşten gömlek gibi. Ama biz kurulduğumuzdan bu yana bu riskten kaçmadık. Bu riski göze aldık derken kibirle söylemiyorum bunu, siyasi ahlak gereği bu riski göze almak gerekir.
LGBTİ politikası desteklenmeli
7 Haziran seçimlerinde LGBTİ adaylar gösteren partimiz 1 Kasım seçimlerinde göstermemesi üzerine yapılan eleştiriye özeleştiriyle yanıt veren Yüksekdağ, "Bir LGBTİ'nin olmaması elbette bir eksiklik, bunu kabul etmek gerekir. Biliyorsunuz LGBTİ alanıyla ilişkilenmek bir ateşten gömlek gibi. Ama biz kurulduğumuzdan bu yana bu riskten kaçmadık. Bu riski göze aldık derken kibirle söylemiyorum bunu, siyasi ahlak gereği bu riski göze almak gerekir. Ancak tek başına aday göstererek LGBTİ temsilinin sağlandığını düşünmüyorum. Bunun politika ve uygulamalarla desteklenmesi gerekir" dedi.
Partimizin Onur Haftası ve yürüyüşüne yapılan saldırıya tepki göstermediği yönünde eleştirinin de hatırlatıldığı Yüksekdağ, "Milletvekillerimiz yürüyüşteydi. Ben yapıldı diye hatırlıyorum" yanıtı verdi. Yüksekdağ şöyle devam etti: "Ahlak denilen şey insanlık değerlerini sahiplenmektir. Parti içinde LGBTİ'lere yönelik ayrımcılıkla mücadelede dengeleyici ve denetleyici bir alan kurmaya çalışıyoruz. Merkez Yürütme Kurulu'ndan tutun ilçe örgütlerimize kadar LGBTİ kimliğiyle veya örgütlü mücadelesinde yer alan kişiler var."
Toplumsal cinsiyet adaleti ile toplumsal cinsiyet eşitliği ayrımı doğru değil. Eşitlik, adalet kavramını da içerir. Kadınlar için adalet' ifadesinin altını çizmek gerekir. Eşitlik kavramı işte bu adaleti içerir. Kendisini savunmak için bir erkeği öldüren kadınla, bir kadın cinayeti işleyen erkek aynı cezayı alamaz.
Kadınlar için adalet
Toplumsal cinsiyet adaleti ve kadın erkek eşitliği üzerine gelen soruya da cevap veren Yüksekdağ, "Toplumsal cinsiyet adaleti ile toplumsal cinsiyet eşitliği ayrımı doğru değil. Eşitlik, adalet kavramını da içerir. Kadınlar için adalet' ifadesinin altını çizmek gerekir. Eşitlik kavramı işte bu adaleti içerir. Kendisini savunmak için bir erkeği öldüren kadınla, bir kadın cinayeti işleyen erkek aynı cezayı alamaz.
Bu adil değildir mesela. Parti içerisinde erkek üyelerimize toplumsal cinsiyet eğitimleri veriyoruz. Kadın perspektifini partide ana akımlaştırıyoruz. Aynı zamanda her kademede eşit temsille kadın-erkek eşitliği konusunda parti içi denetim sağlıyoruz" diye konuştu. Yüksekdağ özyönetim ve özsavunmanın kadınlar için anlamını ise şu sözlerle özetledi:"Özyönetim diyerek, 'emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimse, kendimizi de biz yöneteceğiz, irademiz de bizimdir' diyoruz. Biz, özyönetimi kadın mücadelesinin somut kazanımı olarak görüyoruz. Bu sadece bölge illerinin talebi değil."