Yüksekdağ: Darbenin başı siyasi iktidardır


Yol TV'de yayınlanan, gazeteciler Özkan Lafatan ve Mahmut Akgül'ün hazırlayıp sunduğu Şimdi Konuşma Zamanı programının canlı yayın konuğu olan Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ'ın konuşmasından spotlar:

Hz. Hüseyin’in direnişi mazlumun zalim karşısındaki direnişidir. Kerbela aynı zamanda direnişin başlangıcıdır. Bu yola bağlı kalanların ibadetinin kabulünü diliyorum.

Basına darbe güç ifadesi değil acizliktir

Yol TV de başta olmak üzere sesimizi duyurmanın nice olanaklarını yarattık. Hiçbir kapı bize açılmadı kendi kapılarımızı kendimiz açtık. Çok büyük bir yıkım hareketi var. Gerçeği yıkmaya dönük saldırıyorlar. Bu siyasi iktidarın gücü değil acizliğidir. Gerçeği açıklayan kurumlara zorbalıkla yaklaşmak güç ifadesi değildir. Demek ki bu kurumlar karşısında kendi sözleri yetmiyor çareyi saldırmakta buluyorlar. Bu yolla otorite kurmaya çalışanlar kendi gayri meşruluklarını tescillemiş olurlar. İşkenceyle gözaltına alınan basın kuruluşları mutlaka kendine yeni yollar bulacaktır.

OHAL’i 3 ay daha uzattılar. KHK’yı anayasal haklarını tırpalamak için kullanıyorlar. KHK nasıl temel hakları çiğneyebilir? Sözün bittiği, yasanın bittiği yerde demokratik tepkilerin ön plana çıkması gerekir.

“Onu başkan yaptırmayanlara” nefreti var

Erdoğan Başkanlık hırsından hiçbir zaman vazgeçmedi. Erdoğan’ın bizi Yenikapı’da istemesi garip olurdu. Çünkü “Onu başkan yaptırmayan”lara karşı nefreti var. 

Esas darbe beyefendiler 7 Haziran sonucunu beğenmedikten sonra başladı. Bugün 3’lü ittifak kuranlar 7 Haziran sonrası koalisyon kurmadı. Türkiye'de darbenin koşulu böyle oluşturuldu.

Yenikapı ruhu çakma ruhtur. Çünkü zorunlu bir çıkar birliğidir. Bir birliğin oluşturulabilmesi için Türkiye’de insani demokratik bir gelişmenin olması gerekiyor. Türkiye’deki sosyolojik, ruhsal parçalanmayı Yenikapı ruhu diye bir şey uydurarak önleyemezler.

Barış olsaydı AKP beslenemeyecekti

Müzakereye geçişteki kararlılığın resmi belgesi var, görmedim duymadım demek komedidir. Dolmabahçe mutabakatı resmi müzakerelere geçişteki son adımdır. AKP ve Erdoğan iktidarı Kürt sorununda çözüm sözünü bir koz olarak kullandı ama evdeki hesap çarşıya uymadı çünkü Kürt sorununda çözüm demek tam demokrasiye geçiş demektir. Erdoğan 7 Haziran’da Kürt sorununun demokratik çözüm dışında çözülemeyeceğini gördü. 7 Haziran sonrası bu nedenle savaş eksenine döndü.

Türkiye toplumu 2,5 yıl boyunca barışa hazırlandı. Biz bunun sonucunu 7 Haziran’da gördük. Eğer barış olsaydı AKP’nin beslendiği kutuplaştırma alanı kalmayacaktı.

IŞİD’le mücadele edilseydi Antep’te katliam olmazdı

Meclis’ten son dönemde çıkan kararlar KHK’ların gelip gitmesi ve tezkerenin çıkması. Meclis’in başka işlevi yok. Bizim dışımızdaki tüm partiler tezkereyi onayladı. Yenikapı ruhu savaş ruhudur.

Türkiye içeride IŞİD’e karşı mücadele etmeli. IŞİD’e karşı mücadele diyerek Kürtleri katlediyorlar. IŞİD’e karşı operasyon yapıyorsanız Cerablus’u bombalamanıza gerek yok. IŞİD ile mücadele etseydiniz Antep’te katliam olmazdı. Neden onca zaman uyarmamıza rağmen Antep’te katliam öncesi hiçbir tedbir alınmadı? Şimdi Antep katliamını Cerablus’a girişte gerekçe gösteriyorlar. Türkiye sınırı, Türkiye iktidarı tarafından IŞİD gibi örgütlerin saldırılarına açık hale getirilmiştir.

Türkiye siyasetini içine kapalı, Erdoğan’ın emrine sunulmuş bir toplam olarak görmüyoruz. O nedenle aktif bir diplomatik temas sürdürüyoruz. Ama Avrupa ülkeleri bir dizi göçmen pazarlığı karşılığında Türkiye’deki hukuksuzluğun tırmandırılması karşısında kayıran bir tutum aldı. Bizlerin buna karşı Avrupa’daki bütün demokratik kesimlerle dayanışma hareketi geliştirmek gibi bir amacımız var.

Laiklik mücadele ederek kazanılacak

Türkiye’de gerçek bir laiklikten söz edilemez. Öyle olsa Diyanet İşleri olmazdı. Diyanet kurumu Sünni inancın tüm inançlar üzerinde hegemonya sağlanması için kurulmuştur. Diyanet İşleri Başkanı Cemevlerinin statüsünü tanımıyor. Böyle bir inkar ve asimilasyon ortamında laiklikten söz edilemez. Laiklik için geliştirilecek demokratik duruş çok önemlidir. Laiklik ancak bu mücadele ile kazanılabilir.

HDP olarak Diyanet kurumunun kaldırılmasını savunuyoruz. İnanç dediğimiz şey hiçbir siyasi yaklaşıma alet edilemez. Devlet kurumu tarafından denetim altına alınması doğru değildir. Bakın bugün Aleviliğin diyaneti yok ama Alevi kurumları kendi arasında ilişki kurmakta zorlanıyor mu? Bizler her inanç kesiminin belirleyeceği mekanizmanın oluşturulmasını savunuyoruz.

Siyasi iktidar kendi içindeki Fethullahçıları ne yaptı?

Siyasi iktidara soruyoruz içinizdeki Fethullahçıları ne yaptınız? Darbenin siyasi ayağını ortaya çıkardınız mı? Darbeyi engellemeye çalışanlara karşı darbe yaptılar ama darbenin siyasi ayağını ortaya çıkarmıyorlar. Kendi içlerindeki Fethullahçıları ortaya çıkarsalar darbenin başının kendileri olduğu ortaya çıkacak.

Barışın tek engeli siyasi iktidar

Türkiye’de milyonlarca insanın oyunu alarak siyaset yapma hakkına sahip olanların söz söyleme hakkı yok. Bizim hakkımızda dava açılması seçme seçilme hakkının ihlalidir. Bizler sözlerimiz nedeniyle yargılanıyoruz. Üzerimize, “arabalarla silah taşıyorlar” diye attıkları iftiraların tek bir kanıtı yok. Bu zora biat etmeme tavrımızı sürdürüyoruz. O mahkemelere gitmemek bizim görevimizdir, zorla götürmek ise onlara yakışan olacak.

Umut kesmek istemediğimiz için CHP’ye çağrı yapmaya devam ediyoruz. Saray’a karşı güçlü bir muhalefet oluşmadıkça Türkiye halkları bedel ödüyor. Muhatapların bu sorumluluğu hissetmesi gerekir.

Türkiye’de barış koşulu vardır,  bunun tek engeli siyasi iktidardır. AKP-Erdoğan iktidarı son dakikalarını oynuyor. Biz barış ve demokrasi çizgimizi koruyacağız ve herkes yürekten inansın ki yarına bu kalacaktır.