HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP'ye dönük tehditler savuran Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yanıt verdi. Kadıköy'de kadın cinayetlerine karşı yapılan yürüyüşün ardından cumhurbaşkanlığı adayları üzerine tartışma yürütülen Yoğurtçu Parkı Forumu'na katılan Yüksekdağ, Başbakan Erdoğan'ın partilerine dönük kullandığı söylemlerine ve tehditlerine ilişkin DİHA'nın sorularını yanıtladı.
Başbakan Erdoğan, 17 Temmuz'daki Tekirdağ mitinginde kongrelerine Türk bayrağı asmadıkları için "Parlamenter sistem içinde yer alamaz, almamalı" diyerek hedef gösterdiği HDP'yi bu kez bayrak indirme olaylarından sorumlu tutup, Gezi direnişinde yer almaları nedeniyle "Irkçı Gezi olaylarına sahip çıkmanın bedelini ödeyeceklerdir" diyerek tehdit etmişti.

Başbakan'ın partilerini hedef almasının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adayları Selahattin Demirtaş'ı kendisine en ciddi bir rakip olarak görmesinden kaynaklandığını belirten Yüksekdağ, Başbakan'ın politik saldırı dilini kullanmaya başlamasının altında bu durumun yattığını vurguladı. Başbakan'ın rekabet anlayışının adil, demokratik, centilmence bir rekabet anlayışı yerine politik saldırganlık üzerine kurulu olduğunu dile getiren Yüksekdağ, bunun da telaşını ve korkusunu yansıttığını kaydetti. Yüksekdağ, ilk günden beri "Ne kadar telaşlansa ve ne kadar paniğe kapılsa da, ne kadar o kirli, zehirli dilini cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası dönemine karıştırsa da değişen dengeleri değiştiremeyecek" dedi.

Yüksekdağ, dengelerin şu an Tayyip Erdoğan'ın, AKP'nin aleyhine değiştiğine işaret etti. Farkına varılanın da bu olduğunu kaydeden Yüksekdağ, "Tek başına ilerleyecekleri bir seçim süreci olacaklarını umuyorlardı. En fazla iki merkezli ilerleyecek bir seçim süreci düşünüyorlardı, ama yanıldılar. İki cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu ve Erdoğan'ı topladığımız zaman bir aday ediyor ama karşılarında tek merkez olarak HDP'nin, Türkiye ve Kürdistan halklarının adayı Sayın Demirtaş var. Bu çok önemli bir saflaşma. Türkiye'de bu zamana kadar oluşan siyasi dengeleri alt üst eden yeni bir durum. Bu yeni bir durum karşısında tabi ki Başbakan Erdoğan başta olmak üzere tüm egemen siyasi kamp, afallamış halde" diye konuştu

Yüksekdağ, Başbakan Erdoğan'ın Gezi direnişine "Irkçı" tanımlamasında bulunarak partilerine dönük tehditlerine ise "Bu memlekette 'ırkçı' diye tanımlanabilecek bir siyaset varsa tek devlet, tek millet, tek bayrak söylemini dilinden düşürmeyen siyasi iktidar ve Sayın Erdoğan'dır" karşılığını verdi.

Değerlendirmelerinin devamında yine "Bu kavramı, bu kadar siyasi malzeme olarak kullanan bir Başbakan'ın, Gezi'yi ırkçı addetmesi gibi akıldışı bir şey olamaz" diyen Yüksekdağ, Gezi'nin tek dil, tek bayrak ve tek milletten bahsedip, bunu yegane siyasi malzeme haline getirmediğini hatırlattı.

Bu tekliği yegane siyasi malzeme haline getirenin Erdoğan ve onun arkasındaki AKP zihniyetinin ırkçılığın ta kendisi olduğunun altını çizen Yüksekdağ, şunları söyledi: "Bunu biz değil, onlar söylüyor. AKP'nin ve Erdoğan'ın gerçeğidir bu. Gezi ırkçı değil, kardeşliğin ve Türkiye toplumunun eşitlik temelinde yeniden kurulmasının mayasıydı ve atılan temeliydi. Ne mutlu ki bize bugün Gezi'nin iradesi ve taleplerini HDP olarak temsil ediyoruz. Üzerimizde hala taşıyoruz. Dün nasıl Gezi'yi onurla kendi mücadelemizde taşıdıysak bugün de aynı onurla Gezi'yi taşımaya ve o gururu yaşatmaya devam edeceğiz. Gezi yeşeren ve gelişen yeni yaşamın başlangıcı ve çağrısıdır. Biz Gezi'nin çağrısına cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde en merkezi en güçlü düzeyde sahip çıkan siyaseti yapıyoruz. Sayın Tayyip Erdoğan ve onun eskimiş yıpranmış dili de Türkiye'nin geçmişinde kalacaktır."

20.07.2014