Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, Grup Başkanvekilimiz Pervin Buldan, HDK Eş Sözcümüz Sebahat Tuncel ile vekillerimiz Ayla Akat Ata, Mülkiye Birtane ve Gülser Yıldırım mecliste basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda meclisin olağanüstü toplanarak, "İç güvenlik paketi" yerine kadının güvenliğini esas alan paketleri masaya yatırması gerektiğine vurgu yapıldı.

'Kadınlar öfke patlaması yaşamıştır'

Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, kadınlar olarak son süreçte yaşanan gelişmelere ilişkin toplanma ihtiyacı duyduklarını belirterek, iktidarın kadınların hak ve özgürlüğünü görmezden gelerek, güncel politik söylemlerini kadına bağladığını ifade etti. Hunharca katledilen Özgecan'ın ardından yeni gelişmelerin yaşandığına dikkat çeken Yüksekdağ, kadınların bir öfke patlaması yaşadığını ve bunun kadın mücadelesinde yeni bir aşamaya geçildiği gerçeğini gösterdiğini söyledi. İktidarın politik mekanizmalarının, yaşananları iyi okuması gerektiğine vurgu yapan Yüksekdağ, "Günlerdir toplumsal kesimler sokakları eylemleri ile işgal ediyorlar. Geride bıraktığımız günler içerisinde bütün toplumun nabzı, politik algısı kadına dönük şiddete karşı gösterilen duyarlılığa dönmüş durumda. Bu, kadınların özgürleşmesi ihtiyacının ne kadar ciddi bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Vicdanlar bu kadar ayaklanırken siyasi kurumların alacağı tutum çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.

'Bıçak toplumun damarlarını kesmiş durumda'

Bütün siyasi parti ve kurumları uyardıklarını ve kadınların hak ve özgürlük talepleri ekseninde bir politik duruş sergilemeye davet ettiklerini belirten Yüksekdağ, "Bıçak artık toplumun damarlarını kesmiş durumda. Kadına dönük bu kadar organize saldırı hareketinin düzenlenmiş olması, bir toplumun çürümesine denk düşüyor ve bugünki siyasetin tüm kurumları ile bu sorunun çözümüne odaklanması gerekiyor" ifadesinde bulundu.

'Meclis olağanüstü toplanmalı'

Parti olarak kadınların verdiği mücadelenin tam merkezinde olduklarına işaret eden Yüksekdağ, bugün de aynı duruşlarını korumaya devam ettiklerini ifade ederek, "Bu sorun yalnızca HDP'ye yüklenemez, başka iktidarın açık ve net bir sorumluluk yüklenmesi gerekiyor" dedi. AKP'nin "idam", "hadım" gibi önerilerde bulunduğunu, bu tür formüller ile karşılarına çıktığını vurgulayan Yüksekdağ, kadınların katledilmeye devam ettiğini hatırlatarak, söz konusu durumun sona ermesi içinde meclisin sorumluluk alması gerektiğine işaret etti. Yüksekdağ, "Meclis kadınların yaşam güvenliğinin sağlanması gündemi ile olağanüstü bir şekilde toplanmalıdır. Bu toplantı kapsamında etraflıca değerlendirmelerde bulunulmalı ve çözüm paketleri devreye konulmalıdır" diye konuştu.

'Her gün 3 kadın öldürülüyor'

AKP'nin "İç güvenlik paketi" adı altında faşizan yasalarla toplumu tahakküm altına almaya çalıştığına dikkat çeken Yüksekdağ, her gün 3 kadının öldürüldüğünü hatırlatarak, meclisin asıl görevinin kadınların güvenliğini sağlamaya dönük tartışmaları geliştirmek olduğuna işaret etti. Tüm Türkiye'nin buna ihtiyaç duyduğuna vurgu yapan Yüksekdağ, tüm bunları savunurken iktidarın şiddetine maruz kaldıklarını söyledi. Dün Meclis Genel Kurulu'nda yaşanılanları anımsatan Yüksekdağ, şiddetin tartışıldığı bir kapalı oturumda şiddetin AKP'nin iliğine kadar nasıl işlediğinin açık bir biçimde kendini gösterdiğine vurgu yaptı. Milletvekili Pervin Buldan ile Sebahat Tuncel'e dönük saldırılarda bulunduğunu dile getiren Yüksekdağ, "Kadına dönük şiddetin kaynağını nerden aldığı açık bir şekilde resmetmiştir. Şiddetin sorumlusu AKP'den başkası değildir" ifadesinde bulundu.

'Kadınlar böyle bir lidere nasıl güvensin?'

Özgecan'a dönük katliamı kınayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı cümle içerisinde kadın milletvekiline dönük nefret söylemini sürdürdüğünü hatırlatan Yüksekdağ, "Kadınlar böyle bir siyaset liderine nasıl güvensin? Kadınlar canını nasıl emanet etsin?" diye sordu. Kadınların bu anlayışa karşı mücadele yürüttüklerini ifade eden Yüksekdağ, siyasi iktidarın kadınların yaşam hakkına sahip çıkmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakanlığı döneminde sarf ettiği, "Kadın mıdır kız mıdır" söylemini hatırlatan Yüksekdağ, "Kadınların yaşam tarzı, tercihleri ile oynamayın. Kadın erkek eşitliğine 'inanıyorum' yok 'inanmıyorum' demeyin. Kadına dönük nefreti ve şiddeti besleyen siyasi dilden vazgeçin" uyarısında bulundu.

Konuya dair bugüne kadar meclise defalarca soru önergesi ve kanun teklifi sunduklarını belirten Yüksekdağ, en son Kadın Bakanlığı'nın kurulması için de teklif sunduğunu, kadına dönük Şiddeti Araştırma Komisyonu'nun da kendi vekillerinin ısrarı ile oluşturulduğunu söyledi. Yüksekdağ, AKP'nin komisyonun çalışmalarını da engellemeye çalıştığını vurguladı. Meclisin olağanüstü toplanması gerektiğini yineleyen Yüksekdağ, Kadın Bakanlığı ile ilgili çalışmaların başlatması gerektiğine işaret etti.

'AKP'ye cezayı ellerimizle keseceğiz'

Yüksekdağ, kadınların esaslı bir mücadele geliştirerek, AKP'lilere cezayı kendi elleriyle keseceklerini vurgulayarak, "Karşıkarşıya kaldığımız zihniyet bize 90'lı yılları hatırlatıyor. O dönemde işkenceden yaşamını yitiren insanlar için işkenceci polisler tutanaklarda, 'kendi kendini darp etti, ayağı kaydı düştü' ifadeleri geçiriliyordu. Şimdi de vekillerimiz için aynı ifadeler kullanılıyor" diye konuştu.

'AKP şiddeti körüklüyor'

Yüksekdağ'ın ardından konuşan Sebahat Tuncel ise parlamentonun yalnızca kadın gündemi ile toplanmasını talep ettiklerini belirterek, Özgecan katliamının, erkek egemen zihniyeti dönüştürme tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdığını ifade etti. Sosyal medyada başlatılan "Sen de anlat" kampanyasının önemine işaret eden Tuncel, Özgecan gibi binlerce kadının erkek egemen zihniyetin mağduru olduğunu söyledi. Tuncel, bunun yansımalarını mecliste bizzat kendilerinin de gördüğünü dile getirdi. Dün Meclis Genel Kurulu'nda yaşananların hatırlatan Tuncel, Başbakan'ın sadece AKP'li vekillerden aldığı bilgiler üzerine açıklamalar yaptığını ve açıklamaların son derece vahim olduğunu söyledi.

Parlamentoda siyaset yapan kadınlara dönük geliştirilen cinsiyetçi söylemlerin araştırılmasını isteyen Tuncel, Başbakan'ın, "Kadınlıklarını kullanarak meclisi kaosa sürüklüyorlar" sözlerine değinerek, AKP'nin geliştirdiği politikalar ile kadına dönük şiddeti körüklediğine işaret etti.

'AKP döneminde şiddet binde bin 400 arttı'

AKP döneminde kadına yönelik şiddetin bin de bin 400 arttığına dikkat çeken Tuncel, AKP'nin kadını özgün bir birey olarak bile ele almadığını, aile içerisinde kabul ettiğini dile getirerek, "Davutoğlu dönsün kendine baksın. Biz bağımsız kadın vekiller olarak, parlamentoda bulunan birçok vekilden çok daha fazla oylar alarak geldik o meclise. Kadın ya da erkek olarak değil, milletvekili olarak görev yapıyoruz. AKP'li vekil, 'ne işin var senin orda' dediğini itiraf etti, asıl senin ne işin var orda, bu faşizan bir yaklaşımdır. Davutoğlu bu yaklaşımından dolayı özür dilemelidir. AKP'nin, demokrasi mücadelesi veren kadınları nasıl yaftaladığını biliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

'İslam istifa etsin, öz eleştiri versin'

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ı derhal istifa etmesi gerektiğini söyleyen Tuncel, İslam'ın görevini yürütemediğini ve o işten el çekerek, öz eleştiri vermesi gerektiğini dile getirdi. Tuncel, kadınların mücadelesi sayesinde olumlu adımların atıldığını, uygulamada sıkıntılar yaşansa da yasal bir takım değişikliklerin yapıldığını belirterek, "Bu meclis mutlaka değişecek" dedi.

'Elitaş'ın düştüğü durum vahimdir'

Son olarak, AKP'li vekil Mustafa Elitaş hakkında HDP'nin yasal bir işlem başlatıp başlatmayacağına dair soruya cevap veren Buldan, "Şu an öyle bir kararımız yok. Ama kendisinin bizden özür dilemesi gerekiyor. Kamuoyunu yanlış yönlendiriyor. Düştüğü durum vahimdir. Daha sonra belki yapacağımız işlemler hakkında kamuoyunu bilgilendiririz" ifadesinde bulundu.

20.02.2015