Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ, Barış Mitingi Katliamında yaşamını yitiren Dicle Deli'nin ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Yüksekdağ, şunları söyledi:

Bugün karşımıza çıkıp adeta acımızla alay ediyorlar

Türkiye halklarının ve siyasetin geleceğinin kurulabilmesi için bu acıların ortaklaştırılabilmesi ortak bir toplum vicdanının oluşturulması gerekiyor. Siyasi iktidarın toplum vicdanını çürütmemesi gerekiyor. Toplumun adalet beklentisi ile vicdan çağrılarıyla alay etmemesi gerekiyor. Bugün karşımıza çıkıp adeta acımızla alay ediyorlar.

Neredeyse katliamın tek sorumlusunu partimiz ilan edecekler. İlan ettiler de sadece resmi ve hukuki olarak bunu yapamıyorlar.
Ama siyaseten bizim canımızdan can koparan bu katliamın sorumlusu olarak bizi hedef gösteriyorlar. Bu katliamı gerçekleştirenlere karşı, IŞİD’e karşı bu siyasi iktidarın başındakilerden, Cumhurbaşkanından, başbakanından güçlü yürekten inanarak bir kınama duymuyoruz. Ama partimizin hedef tahtası haline gelmesi söz konusu söz konusu olunca birbirleriyle yarışıyorlar. Bizim bu süreç içerisinde acımızı yaşamamıza dahi alan bırakmamaya uğraşıyorlar.

Katliamı demokratik yollarla kınayan halkımıza gaz bombalarıyla saldırıyorlar

İki günden bu yana halkımız ‘yastayız, isyandayız, sorumluların açığa çıkartılmasını istiyoruz” diyerek, iş bıraktı, kepenk kapattı, boykot düzenledi. Türkiye’nin birçok yerinde böylesi demokratik bir tepkiyi ortaya koyan insanlarımız gaz bombalarıyla saldırıya uğradı. Şimdi ‘katliamın sorumlusu devlettir, AKP’dir’ dediğimizde bize tepki gösteriyorlar. İki gün boyunca iş bırakma eylemlerinde saldırıya uğrayan halkımızla Ankara meydanında bomba patlatıldıktan sonra üzerine gaz yağdırılan insanlarımız arasında hiçbir fark yok.Bomba patladıktan sonra insanlar cenazeleri toplamaya, yaralılara yardımcı olmaya çalışırken, daha ambulanslar gelmeden gaz bombalarına ve tazyikli su müdahalelerine maruz bırakıldılar. O arbede sırasında da onlarca yaralı insanımız yaşamını yitirdi.

Katliamı protesto eden halk sokağa çıkıyor bu halka polis saldırıyor. Mahalle araları özel timler tarafından tarandı. O taranma esnasında annesinin kucağında üç buçuk yaşında bir çocuk. Katil sizsiniz, halkımıza bu savaşı dayatanlar

Bugün sorumluların bütün açıklığıyla hala ortada ve suç işlemeye devam ettiklerini görüyoruz. Katliamdan bir gün sonra ben Adana’daydım. Denizli mahallesinde katliamı protesto etmek için halk sokağa çıkıyor, katliamı protesto eden bu halka polis saldırıyor. Mahalle araları özel timler tarafından tarandı. O taranma esnasında annesinin kucağında üç buçuk yaşında bir çocuk katledildi. Ankara’da 97 insanımızı katlettikten sonra o günün akşamı yaşandı bu olay. Sonra da çıkıp karşımıza katil biz değiliz diyorlar. ‘Katliamın sorumlusu bu iktidar bu devlet değildir’ diyorlar. Katletmeye doymuyorsunuz. Ölüm size yetmiyor ölüm! Yetmediği için katliama öfkelenenlere 10 Ekim ve 11 Ekim günü Adana’da ve Diyarbakır’da üç buçuk yaşındaki ve dokuz yaşındaki çocukların cenazesini veriyorsunuz. Katil sizsiniz, başkası değil. Katiller sorumlular halkımıza bu savaşı dayatanlardır. Sorumlular, cici çocuklar, heyecanlı çocuklar diye IŞİD’i bu zaman kadar destekleyenler. Bugün basına yeni bir bilgi düşmüş Suruç bombacısının abisinin Ankara katliamında meydanda görüntülerinin tespit edildiği söyleniyor. Diyarbakır’dan bu yana katiller katledeceğim, öldüreceğim geleceği diyor.

Katliam açık ayan beyan geliyordum diyor, listeler başbakanın elindeymiş, 22 kişilik 30 kişilik liste şüphelerin faillerin kim olabileceği hükümet ve mit tarafından biliniyor, elde delil ve bulgular var

Bu Katliam devletin bilgisi olmadan gerçekleştirmez

Figen Yüksekdağ konuşmasın şöyle devam etti. Katliam açık ayan beyan geliyordum diyor, listeler başbakanın elindeymiş, 22 kişilik 30 kişilik liste şüphelerin faillerin kim olabileceği biliniyor, elde delil var, bulgu var. Amed Katliamdan bu yana, Adıyaman merkezinde bir İŞİD birimi var. İŞİD yapısına bağlı bir yapı iş başında. Amed katliam gerçekleştiriyorlar, onun arkasından, yine aynı gruba bağlı canlı bombaların isim listeleri, hükümet tarafından, mit tarafından biliniyor. Yine aynı gruptan Suruç’ta katlediyor. Suruç’ta o katliam gerçekleştirdikten sonra abisinin ismine, hangi tarihte ülkeyi terk ettiğine varıncaya kadar, tüm bilgiler basını ve kamuoyunun dâhilinde. Bırakalım istihbaratı, kim bilir istihbarata daha neler var. Basının ve kamuoyunun bilgisine kadar açıklanıyor. Ve listeler elde olmasına rağmen, olağan şüphelilerin, katledeceğim diyen faillilerin kim olduğu bilgisi olmasına rağmen, tek bir adım atılmıyor. Yine ellerini kollarını sağlayarak, Diyarbakır’da Suruç’ta olduğu gibi Ankara’nın göbeğinde bu katliamı gerçekleştiriyor. ‘Bu Katliam devletin bilgisi olmadan, İstihbaratın desteği olmadan gerçekleştirilemez’ dediğimizde bizi provokatörlükle itham ediyorlar. Bu kadar büyük bir ayıp bu kadar büyük hakaret olmaz.

‘Oluk oluk kan akıtacağız’ diyen çete, kontrgerilla, gladyo güçlerine katliam yaptıran ülkeyi memleketi bu hale getirdiler.
Eğer ahlakları, vicdanları ve bir parça sorumlulukları varsa istifa etsinler

Bize ve halklarımıza hakaret etmekten vazgeçsinler. Hem katlederek, hem hakaret ederek, bu halkın sabrı ile oynamaktan vazgeçsinler. Orada bulunan inadına barış diyenler vardı. ‘Oluk oluk kan akıtacağız’ diyen çete, kontrgerilla, gladyo güçlerine katliam yaptıran ülkeyi memleketi bu hale getirdiler. Eğer hala ahlakları ve vicdanları bir parça sorumlulukları varsa istifa etsinler, biz artık istifa etin demesine utanıyoruz. Onlar kendi suçlarının üstüne çıkmaktan utanmıyorlar. Hala güven açığı ve zafiyeti yoktur demekten utanmıyorlar.

Siz istifa etmezseniz halk bunun demokratik bir biçimde hesabını soracaktır

Peşini bırakmayacağız. Nerede olursa olsunlar, bu katillerin peşini bırakmayacağız. Halkın demokratik, barışçıl inadını, siyasetini her yerde bir hesap sorma ve hesap verme gücünde oluşur. Bu koşularda ülkeyi seçimlere götürüyor. Kaosu seçtiniz diyorlar. Bu güne kadar, Türkiye kamuoyu 1 Kasım inadına barışı ve demokrasiyi seçecektir. Bizlere kaosu dayatanlara karşı, kaosu savaşı, kanı katliamı karşı bizler tüm Türkiye hakları olarak, inadına barışı seçeceğiz. İnadına demokrasiyi seçeceğiz. Ve 97 barış şehidine borcumuzu böyle ödeyeceğiz. Bugün Fatma arkadaşımızın anısı huzurunda bir kere daha en başta biz kadınlar olarak halkların partisi olarak, tüm Türkiye hakları ve barış isteyen tüm Türkiyeliler olarak söz veriyoruz. O meydanda yürüyen barış gönüllüsü kadınların anısı asla yerde bırakmayacağız.