Kiralık işçiliğe karşı eylem

TBMM gündeminde olan Kiralık İşçilik Yasa Tasarısı’na karşı DİSK, dün Genel-İş
Genel Merkezi’nde yaptığı basın açıklamasından sonra bugün de Sakarya Caddesi’nden Meclise seslendi.

Sakarya Caddesi’nde yapılan kitlesel basın açıklamasına DİSK’e bağlı sendikalar, Çankaya
Belediye Başkanı Alper Taşdelen, CHP ve HDP milletvekilleri ve parti yöneticileri ,GENEL - İŞ
Genel Yönetimi, GENEL - İŞ'e bağlı şubeler ve DİSK’li çok sayıda işçi katıldı.

GENEL - İŞ Genel Başkanı Remzi Çalışkan yaptığı konuşmada “Emek düşmanı politikalara
karşı asla teslim olmayacağız, direneceğiz” dedi. Köleci bir düzen getirecek olan bu yasaya
karşı tüm işçilerin birlikte mücadele etmesi vurgusunda bulundu. Taşeron işçilere ayrımsız,
kayıtsız, şartsız daimi işçi kadrosu hakkı için hep beraber mücadele çağrısı yaptı.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko “Özel İstihdam Büroları köleliktir, insan ticaretidir. Köleliğin
koşullarıyla ilgili pazarlık yapmak, köleliği kabul etmektir. Biz bu kölelik düzenini reddediyoruz.
Talebimiz nettir: Özel İstihdam Bürolarına işçi kiralama yetkisi veren yasa tasarısı kayıtsız şartsız
TBMM gündeminden çekilmelidir.  Son bir kez daha tekrar ediyoruz: Taşerondan bile beter “kiralık işçilik” uygulaması köle ticaretidir ve köle ticaretinin hiçbir gerekçesi olmaz!” dedi.

Kani Beko'nun okuduğu basın açıklamasının tam metni ise şöyle:

Önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilen bir yasa ile 
“insan ticareti” ve “kölelik” oylanacak!

Bir yanda köleliğe ve insan ticaretine “evet” diyenler, bir yanda “hayır” diyenler olacak!*
Açıklamamın başında şunu söylemek*istiyorum: Tasarının içeriğinden bile habersiz*
biçimde “evet” oyu verecek olan*vekiller şunu bilsin ki büyük bir insanlık suçuna “evet” 
diyecekler. 

“Köleliğe ve insan ticaretine evet  diyen vekiller”olarak tarihe adlarını yazdıracaklar. 

Bundan sonra hayatlarında ne yaparlarsa yapsınlar, bu sıfattan*kurtulamayacaklar! 
Yasa tasarısına göre Özel İstihdam Büroları’na geçici iş ilişkisini de kapsayacak biçimde 
işçi kiralama yetkisi verilecek.

Bu yasa tasarısı ile Türkiye'de emegği ile geçinen milyonlar köle haline getirilmek istenmektedir.

Kayıtlı istihadamın nerdeyse yarısı bu kölelik büroları aracılığı ile güvencesiz çalıştırılacaktır.
Kıdem ve ihbar tazminatı ortadan kaldırılacaktır. Kiralık işçilerin "İşsizlik Fonu"ndan yaralanma
olanakları neredeyse olmayacaktır.

Sendikal örgütlenmeler çok ciddi kan kanyebecektir. İşveren işçileri istediği gibi, istediği
zaman kullanıp, işi bittiğinde kapının önüne koyacaktır.

Gelir, emeklilik, yıllık izin ve sağlık ile ilgili bütün haklar tamamen ortadan kalkacaktır.
Bu işçiler daha ucuza, daha uzun saatler çalıştırılabilecektir.

Soma'da, Torunlar'da, Yalvaç'ta, Gölmarmara'da tanık olduğumuz "dayıbaşılık" sistemi
yasal hale gelecek, işçiler ölüm riskiyle karşı karşıya olacaktır.

İşçini işverenin kim olduğu, işyerinin neresi olduğu belirsiz olacaktır. İşçiler bir gün bir
işverene bir gün diğerine kiralanacak, ömür boyu güvencesiz çalışmaya mahkum edilecektir.

Eğer mesele tarım işçileri ve ev işçilerinin sorunlarına çare bulmak ise kiralık işçilik bunu
çaresi değildir. Biz bu işçi kesimlerinin istihdamının kayıt altına alınması için İŞ - KUR'un daha
etkin bir şekilde devreye girmesini istiyoruz.

Çözüm işçileri işçi simsarlığına mahkum etmek , işçi simsarlığını yasallaştırarak
"kayıt altına"almak değil, kamu otoritesi olarak görevini yapmaktır. Çözüm işçi simsarlığını
yasallaştırmak değil önlemektir.i Burada görev İŞ - KUR'a ve Çalışma ve sosyal Güvenlik
Bakanlığına düşmektedir.

Milyonlarca işçinin hakları söz konusu olduğunda görevlerini yapmayanlar, bir avuç
işçi simsarının talepleri doğrultusunda bu yasa tasarısını hazırlamıştır. Bu yasa tasarısı
taşeron düzenine rahmet okutacak bir yasa tasarısıdır.

Seçimlerden önce "Taşeron işçilere kadro" sözü verenlere sesleniyorum. İşçilere kölelik
dayatacağınıza, önce sözünüzde durun! "Taşeron işçilere kadro" dediniz sözler
verdiniz , müjdeler verdiniz. Sonuç  ne oldu ? Ne olduğu belli olmayan bir statüyü 3 yıllık
sözleşmeli çalışmayı, "kadro" diye taşeron işçilere yutturmaya kalktınız!

Taşeron işçilerin tüm kazanılmış haklarından vazgeçmesini isteyip sonra
da buna "müjde" diyorsunuz. Böyle "müjde" ye kargalar bile güler. Taşeron işçilerin aklıyla
alay etmeyin, umutlarıyla oynamayın. Belediyelerde, hastanelerde, üniversitelerde, tüm
kamu kuruluşlarındaki yüzbinlerce işçi için ayrımsız, kayıtsız, şartsız daimi işçi kadrosu bir
haktır! Bu hak nice mücadelelerle kazanılmıştır, mahkemelerce onaylanmıştır. Bırakın kölelik
bürolarını, bırakın kıdem tazminatlara el uzatmayı! İşçilerin kazanılmış haklarını verin. Sözünüzde durun!
Kadro verin

Son bir kez daha tekrar ediyoruz: Taşerondan bile beter "kiralık işçilik" uygulaması
köle ticaretidir ve köle ticaretinin hiçbir gerekçesi olamaz!

Kiralık işçilik adı altında köle ticaretine karşı geleceğimize, çocuklarımızn geleceğine
sahip çıkmak, ahlaki sınıfsal ve siyasal bir görevdir.

Türkiye'deki 15 milyon işçiye,tüm emekçilere, emek dostlarına, emek dostu tüm siyasi partilere ve kurumlara sesleniyorum: Gelim işçileri köle pazarında köle satar gibi satmaya kalkanlara karşı hep beraber direnelim.

Gelin kıdem tazminatlarımıza göz koyna leş kargalararına karşı direnelim.

Gelin "evden çalışma" , "tele çalışma" gibi adlar altında kadınları eve kapatmak isteyenlere,
 onlara en güvencesiz çalışma biçimlerini dayatanlara karşı direnelim.

Gelin taşeron işçilere ayrımsız, kayıtsız, şartsız daimi işçi kadrosu hakkı için hep beraber omuz omuza kol kola direnelim.

Emek, hak ve demokrasi mücadelesi verenler er ya da geç hep kazanmıştır!