Mevsimlik Tarım İşçileri Raporumuz

Emek Komisyonumuz yaptığı alan çalışmaları sonrasında hazırladığı Mevsimlik Tarım İşçileri Raporunu tamamladı. Raporun özetinde şu ifadelere yer verildi: 

Türkiye hukuk sistemi içerisinde mevsimlik tarım işçilerine yönelik özel bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Dolaylı/ikincil düzenlemeler ve içtihatlara bırakılan bu alanda mevsimlik tarım işçileri ulaşım, beslenme, barınma, eğitim ve sağlık alanlarında yaşadıkları sorunların yanı sıra haftanın yedi günü, günde on iki saati aşan uzun çalışma süreleri, iş cinayetleri ve meslek hastalıkları, ağır çalışma koşulları ve düşük ücretlerle, yetersiz yasal koruma altında, örgütsüz ve sömürüye açık şekilde çalıştırılmaktadırlar.

HDP Emek Komisyonu bünyesinde oluşturulan heyetler ile emek alanı içerisinde önemli bir gündem olan mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarını ve bu sorunların çözümüne dair önerileri yerinde ve muhatabından dinlemek ve gözlemlemek amacıyla mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak göç ettiği illere 2017 yılı içerisinde, ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Bu ziyaretler mevsimlik tarım işçiliğinin en yoğun olduğu Temmuz ve Ağustos ayları içerisinde yapılmıştır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, sayıları 300 bin civarında gösterilen mevsimlik gezici tarım işçileri fiilen kayıt dışıdır ve çocukları ile birlikte en az 1 milyonluk bir nüfusa tekabül ettiği tahmin edilmektedir. Tarımsal üretimin yoğunluk kazandığı Nisan ayı itibariyle, milyonlarca gezici tarım işçisinin mevsimlik göçü başlamaktadır. Aralarında yaşlı, çocuk ve kadınların da bulunduğu mevsimlik tarım işçileri, yaşadıkları illerde iş imkânı bulamamakta, gittikleri illerde ise sosyal güvencelerden yoksun olarak çalışmak zorunda kalmaktadırlar.

Mevsimlik Tarım İşçilerinin Hukuki Koruması Yoktur

Mevsimlik tarım işçileri ile ilgili özel bir yasa yoktur. Bu kapsamda siyasal iktidarlar, mevzuatta mevsimlik tarım işçilerinin haklarını “düzenlememek” şeklinde bir tutumu tercih etmiştir. İş Kanunu’na göre zaten tarım sektörü çalışanlarının çok önemli bir kesimi kapsam içinde değildir. 50’nin üzerinde işçi çalıştırmayan tarım işletmeleri İş Kanunu’nun kapsamı dışındadır. Mevsimlik tarım işçileri mevzuatta; işten atılmaları “toplu işten atılma sayılmayacak”, “yıllık izin hakları olmayacak” şeklinde düzenlemiştir.

Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sosyal Güvencesi Yoktur

Mevsimlik tarım işçilerinin büyük çoğunlukla sosyal güvenceleri bulunmamaktadır. 2011 yılına kadar sosyal güvenlik sisteminin açıkça dışında bırakılan mevsimlik tarım işçileri, 2011 yılından sonra da sosyal güvenlik sisteminin çarpıklıkları nedeniyle yine güvencesiz şekilde yaşamaktadır.

Mevsimlik Tarım İşçileri Temel Sağlık Hizmetlerinden Mahrumdur

Mevsimlik tarım işçilerinin 12-13 saat çalışmaktan ve güneş altında sürekli kalmaktan kaynaklanan sağlık sorunları yaşadığı partimizin yaptığı ziyaretler kapsamında görülmüştür. Yaşam ve barınma koşulları ile çalışma koşulları nedeniyle; anayolların yarattığı tehlikeler, trafik kazaları, boğulma, kanala düşme vb. tehlikeler bu sağlıksız durumun bir başka boyutudur. Diğer yandan tarımda kullanılan kimyasallara da doğrudan maruz kalan mevsimlik işçiler dengeli ve temiz beslenememe sorunu nedeniyle sağlık yönünden riskli bir grup oluşturmaktadır.

Mevsimlik Tarım İşçileri Temel Eğitim Haklarından Mahrumdur

Mevsimlik tarım işçileri, “hane emeğinin” topyekûn arz edildiği bir sömürü çarkı içerisinde çalışmak zorunda kalmaktadır. Bu kapsamda çocuk işçiliği ve çocuk emeği sömürüsünün önlenememesi ve okul döneminde çocukların da iş başında olmaları bir yoksulluk döngüsüne neden olmaktadır. Yaşamlarının önemli bir kesimini tarla ve yakın çevresindeki sağlıksız koşullarda geçiren çocuklar, bu ortamda büyümekte ve okulsuz kalmaktadır.

Mevsimlik Tarım İşçilerinin Temel Barınma Sorunu Mevcuttur

Mevsimlik tarım işçileri, çalışma saatleri dışında da çoğunlukla çadır ya da barakalarda elektrik, su, kanalizasyon imkânları olmadan yaşamaktadırlar. Çalışma ve barınma koşulları nedeniyle, diğer işçilerden farklı sağlık ve güvenlik tehditleriyle karşılaşmaktadırlar.

Mevsimlik Tarım İşçilerinin Ulaşım Sorunu Yaşam Hakkı İhlallerine Neden Olmaktadır

Kitlesel ölümlere neden olan mevsimlik işçi ulaşım sorunu, her yıl onlarca insanın göz göre göre ölüme gönderilmesiyle devam etmektedir. Türkiye gündemine ancak kitlesel ölerek gündem olabilen mevsimlik işçilerin ulaşım sorunu çözülmeyi beklemektedir.

Mevsimlik Tarım İşçilerinin Ortalama Çalışma Süreleri 12 Saatin Üzerindedir

Mevsimlik tarım işçilerinin en temel sorunlarından biri de çok uzun sürelerle çalıştırılmalarıdır. Bu kapsamda hem düşük ücret verilmesi hem de günde 12-13 saate varan çalışmanın olması bu ülkede emeğin en temel sömürü şekillerinden birisidir.  

Mevsimlik Tarım İşçilerinin Ücretleri Düşüktür

Mevsimlik tarım işçileri çalışacakları yer, alacakları ücret ve çalışma koşulları hakkında hiçbir söz ve karar hakkına sahip değildir. Mevsimlik tarım işçileri tüm bu konularda “elçi, çavuş, dayı başı” gibi adlarla anılan ve İŞKUR tarafından “belgelendirilmiş” aracılara, komisyonculara bağımlıdır.

Mevsimlik Tarım İşçileri “Aracılara” Çalışmaktadır

Mevsimlik tarım işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarını ifade edildiği üzere genel olarak aracılar belirlemektedir. Aracılar iş bulmakta, işveren ile ücret pazarlığı yapmakta, ulaşımı düzenlemekte ve ücretlerinden komisyon almaktadırlar.

Mevsimlik Tarım İşçileri Etnik Ayrımcılığa Maruz Kalmaktadır

Mevsimlik tarım işçilerinin karşılaştığı diğer bir sorun da, gittikleri yerlerde çoğu zaman Kürt kimlikleri nedeniyle dışlanmaya, yer yer şiddete, hatta linç girişimlerine maruz kalmalarıdır.

Mevsimlik Tarım İşçileri Sosyal İzolasyona Tabi Tutulmaktadır

Mevsimlik tarım işçileri, kendi aile ve akraba bağları ile oluşan iletişimsizlik ve sosyal dokularından oluşan uzaklık nedeniyle gittikleri “gurbet ellerde” yalnızlaşmaya maruz kalmaktadır. Çoğu zaman kente mesafeli yerlerdeki olumsuz yaşam koşulları içerisinde yaşamını devam ettiren yüzbinler, aslında bir sosyal izolasyona maruz bırakılmaktadır.

Mevsimlik Tarım İşçileri İçerisinde Çocuk İşgücü Yoğundur

Aileleriyle birlikte mevsimlik tarım işçiliği yapan çocuklarımız, sağlık, beslenme, barınma ve hijyen koşullarından uzak büyümekte; eğitim haklarını yitirmekte; bedensel ve ruhsal bakımdan büyük zararlar görmektedirler. ILO'nun “Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimi” olarak tanımladığı bu çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması için devletin bir politika oluşturması şarttır.

Mevsimlik Tarım İşçiliği İçerisinde Kadın Emeği Sömürüsü Yoğundur

Kadınlar “ücretsiz aile işçisi” statüsünde çalışırken, toplumsal cinsiyete dayalı işbölümünün bir sonucu olarak “evdeki kadın” ve “tarladaki ırgat” olarak tanımlanmaktadır. Tarlalarda günde 12-14 saat arası çalıştıktan sonra ev ve bakım işlerini de yerine getirmektedirler. Kadın, erkek ve çocuklara ödenen ücret cinsiyet ve yaş hiyerarşisi ile belirlenmektedir. Birçok durumda kadın işçilerin ücretleri erkek işçilere göre düşük tutulmaktadır. TÜİK’in 2016 yılı verilerine göre kadın işçiler günlük 33 TL, erkek işçiler 43 TL ücret almaktadırlar.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Mevsimlik işçilik sorunu bir emek sömürüsüdür. Başta ülkedeki çatışmalı süreç ve iç göçün sonucu yapısal birçok konudan beslenen politik bir sorundur. AKP, 40 yıla yaklaşan emeği esnekleştirme, kuralsızlaştırma ve güvencesizleştirme politikasını en yoğun uygulayan iktidar olmuştur. OHAL-KHK rejimi emeğin aleyhine olan gidişatı hızlandırmıştır. İşçi, memur, esnaf ve emeğini sunan herkes AKP döneminde yoksullaşmıştır. Yoksullaşma ve hak gaspının en yoğun yaşandığı emek alanlarından biri de mevsimlik tarım işçilerinin alanıdır.

Mevsimlik tarım işçiliğinin temel nedenleri arasında neo-liberal tarım programları; bölgede çalışma alanlarının sınırlı olması; kırsal alanda toprak dağılımının eşitsizliği; topraksız köylülüğün yaygınlığı ve Kürt sorununun çözümsüz bırakılması ile köylerin devlet tarafından zorla boşaltılması nedeniyle kentlere yapılan zorunlu göçler gösterilebilir.

Mevsimlik tarım işçileri kimsesiz değildir. Bu ülkenin tüm emekçileri gibi “insan onuruna yakışır çalışma” koşullarına acilen kavuşturulmalıdır. 

Mevsimlik tarım işçilerinin hakları, genelgeyle değil “kanunen” koruma altına alınmalıdır.

Mevsimlik tarım işçilerinin yaşam hakkı ihlali ile sonuçlanan iş cinayetlerine yönelik yaptırımlar sorumluları için arttırılmalıdır.

Mevsimlik tarım işçilerine yönelik çok temel olarak aşağıdaki politikaları ve uygulamaları savunuyoruz:

- Zorunlu iç göçün ortadan kaldırılması ve herkesin gönüllü emek alanında iş ve üretim içerisinde olması sağlanacaktır.

- Mevsimlik tarım işçilerinin örgütlenme özgürlüğü tanınacak, ‘aracılık’ uygulamasına son verilecek, emeği kim veriyorsa ücreti de sadece o alacaktır.

- Sağlıksız, trafik kurallarına ve güvenliğe aykırı koşullarda işçi taşıyan firmaların ruhsatları, sürücülerin ehliyetleri iptal edilecek, insan taşımacılığına aykırı uygulamalar ağır yaptırıma tabi tutulacaktır. Ulaşım kazaları sonucu yaşam yitimleri durumunda sorumluluğu olan kişiler ve kamu görevlileri özel yaptırıma tabi tutulacaktır.

- Ulaşım, barınma, beslenme, temiz su, tuvalet, ücret, çalışma saatleri, iş güvenliği, sağlık, sosyal güvence gibi konular kamunun sorumluluğunda sözleşmelerle belirlenecektir. İŞKUR, yerel yönetimler ve tarımsal emeğin örgütlendiği sendika ve dernek gibi kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ile sorunlara acil çözümler sunulacaktır.

- ‘Eşit işe eşit ücret’ uygulanacak ve her türlü ayrımcı uygulamalara karşı önlem alınacaktır.

- Tarım işçilerinin ücretlerinin geç veya hiç verilmediği durumlarda kamusal sorumluluk altında ücret garanti fonu oluşturulacaktır.

- Çocuk işçiliği önlenecek ve çocukların eğitimi için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

- Mevsimlik tarım işçileri dahil, tarım alanı iş hukuku korumasına alınacaktır.

- Tarım alanına ilişkin “işçi sağlığı ve güvenliği” mevzuatı geliştirilecek ve bu konuda işverenin sorumluluğunda gerekli mesleki eğitimler verilecektir.

- Başta mevsimlik tarım işçileri olmak üzere tarım alanında emeğin örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılacak ve örgütlenme özendirilecektir. Bu kapsamda İŞKUR ve sendikaların sorumluluğunda kayıtlı olan tarımsal emeğin hareketleri gözlem altında tutulacaktır.

- Mevsimlik tarım işçilerine yönelik ayrımcı, ırkçı ve cinsiyetçi uygulamalara dair yaptırımlar “nefret suçu” kapsamında ağırlaştırılacaktır.

- Çalışma saatleri uluslararası sözleşmelere ve iç mevzuata uygun hale getirilecek ve fazla çalışma karşılığı ücretin de ayrıca tahsili için gerekli denetimler yapılacaktır.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

29 Eylül 2017