
Emek Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcımız Şaziye Köse, İstanbul İl Örgütümüzde basın toplantısı düzenleyerek esnaf-kurye sistemiyle çalışan emekçilerin yaşadıkları hak ihlallerinin önlenmesine ve çalışma koşullarının düzeltilmesine ilişkin Emek Komisyonumuzca hazırlanan kanun teklifi hakkında bilgi verdi. Köse konuşmasında şunları söyledi:
İşçi sınıfı hareketi 1970’lerin başından ve 80’lerden sonra artan oranda heterojen, çok statülü, güvenceli, güvencesiz, taşeron bir görünüm sergiledi. Şimdi işçi hareketi bir kez daha derinden bölünüyor. Bölünmenin ana ekseni evden çalışma, uzaktan çalışma, seyyal, seyyar ve mobil çalışmadır. Ama öte yandan işyerine ve ofise bağlı olmayan çalışma da çok uzak değil. Yakın geleceğin en derin kırılma noktalarıdır bunlar. Pandemiden önce birçok işareti olmakla birlikte pandemi nedeniyle yeni bir emek rejiminin inşa edileceğinin ve bunun da totaliter ve otoriter bir biçimde yapılacağının ipuçları var.
Ağır çalışma koşulları ve düşük ücretle yüz yüze kaldılar
Covid-19 pandemisi, sermayenin pandemiyi işçiler ve emekçiler için laboratuvar olarak kullanmasına ve insanların Koronavirüs hastalığına yakalanmamak için evlerinde daha fazla zaman geçirmesine ve dolayısıyla da yaşam ve alışveriş alışkanlıklarımızın da değişmesine neden oldu. Kargo ve perakende sektörü istihdam açısından tek artış gösteren sektörler oldu. Emekçiler ağır çalışma koşulları ve düşük ücretler ile yüz yüze kaldılar. Tamamen örgütsüz ve güvencesizler.
Esnaf-kurye sistemi yasal açıktan yararlanılarak ortaya çıkan bir iş modelidir
Bu süreçte moto-kurye sayılarında patlama yaşandı. İnternet üzerinden siparişin rekor düzeylerde artması nedeniyle pandemi sürecinde moto-kuryeler ve kargo çalışanları hayatımıza daha fazla dahil oldu. İş yükleri korkunç bir biçimde arttı. Dünyada ve Türkiye’de pandemi ile beraber online alışveriş ve yemek siparişi taleplerinin artması kargo faaliyetlerini ve motosikletle kuryelik hizmetini rekor düzeylere getirdi. Pandeminin getirdiği değişiklikler veya yenilikler sonucunda sermaye ataklarıyla birlikte yeni otoriter ve totaliter bir emek rejiminin inşası ve yeni yeni mesleki tanımlamalar ve sistemler hayatımızda yer etmeye başladı. Bu tanımlamalardan bir tanesi “esnaf-kurye sistemi”dir. Esnaf-kurye; daha fazla kazanç elde etmek isteyen ve tek bir firmaya bağlı olarak bunu gerçekleştiremeyen bir çalışanın birden çok yerde, istediği zaman, istediği kadar çalışabileceği bir sistem olarak, yasal açıktan yararlanılarak, ortaya çıkan bir iş modelidir.
Güvencesiz ve kuralsız çalışmaya mecbur bırakılıyorlar
Esnaf-kurye modelinde; kurye, bir şahıs şirketi kurmakta ve şahıs şirketi olarak istediği kadar firma ile anlaşma yapabilmektedir. Ana firmanın buradaki avantajı ise SGK, işe giriş gibi şeylerden muaf olmasıdır. Sadece bir sözleşme ile esnaf-kurye, ana firmanın hizmet ağına dahil olmaktadır. Dolayısıyla çalışan, istediği firmada istediği saatlerde çalışabilmektedir. Alışveriş uygulamaları sağlayan sektörün patronları, “kendi işinin patronu ol” sloganıyla kurye emekçilerine dayattığı esnaf-kurye modeliyle emekçileri güvencesiz, kuralsız, esnek çalışma saatlerine mecbur bırakmaktadırlar. İşçi haklarını ortadan kaldıran esnaf-kurye sisteminde, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve çalışarak emekli olma hakkının bulunmayışı, işçinin ve çocuklarının sağlık sigortası, senelik izin hakkı, bayram tatili, hafta tatilinin olmayışı gibi faktörler çalışanlar aleyhine ciddi hak kayıpları doğurmaktadır.
Hayatlarını riske atıyorlar
Türkiye’de kayıtlı 200 bin moto-kurye işçisinin yüzde 10’u şirket bünyesinde çalışırken kalan yüzde 90’ını kendi hesabına çalışanlardan, yani esnaf-kuryelerden oluşmaktadır. Öte yandan moto-kurye derneklerine göre ise kayıt dışı çalışanlarla birlikte 900 bini aşkın kuryenin olduğu ifade edilmektedir. Esnaf-kurye sistemiyle karını katlayarak arttıran işverenler, aynı zamanda bu sistem sayesinde işçileri güvencesiz, sigortasız, sendika üyeliği ve diğer sosyal haklardan mahrum bir şekilde çalıştırma olanağını elde etmektedirler. Sermaye açısından bu bir cennet sistemidir. Kendi hesabına çalışan esnaf görüntüsü verildiği için sendikal haklardan yararlanamayan kuryeler, herhangi bir sendikaya da üye olamamaktadırlar. Ayrıca online ticaret firmalarının erken teslimat rekabetine girmesinin yarattığı zaman baskısı motosikletli kuryeler ve kargo emekçilerinin kendi güvenliklerini ve hayatlarını riske atmaktadır. Yine özellikle kış aylarında bütün uyarılara rağmen olumsuz hava koşullarında çalıştırılan moto-kurye emekçilerinin can güvenliği de hiçe sayılmaktadır.
Bunlardan hareketle esnaf-kurye sistemiyle çalışan emekçilerin düşük ücretlerle çalışma, iş güvencesi, sigorta, sendika ve diğer sosyal haklardan mahrum kalmaları başta olmak üzere yaşadıkları hak ihlallerinin engellenmesi için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması adına Ekonomi Komisyonumuz tarafından bir kanun teklifi hazırlanmıştır. Verilecek kanun teklifinin en kısa sürede hayata geçirilmesi için Halkların Demokratik Partisi olarak mücadelemiz devam edecektir.
Kanun teklifine buradan ulaşabilirsiniz.
26 Mart 2022